ويكيبيديا

    "تسمح لنا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bize
        
    • sağlayan
        
    • olanak
        
    • sağlıyor
        
    • sağlayacak
        
    • izin verirdi
        
    • izin veriyor
        
    • izin vermiyor
        
    • müsaade
        
    • etmemize izin
        
    • girişimize izin vermedi
        
    • izin veren
        
    • miyiz
        
    Ve bu uygulamalar bize ellerimizi toplumlarımızı daha iyi yapmak için kullanma fırsatı veriyor. TED وتلك التطبيقات تسمح لنا باستخدام أيدينا لجعل مجتمعاتنا أفضل.
    Ve aynı zamanda gelecekte daha uyarlanabilir altyapı oluşturmamızı sağlayan bir imalat tekniği olabilir. TED وقد تكون تلك التقنية في التصنيع هي التي تسمح لنا بانتاج بنية تحتيّة أكثر قدرة للتأقلم في المستقبل.
    Bütün bu kişisel verilerin bu mekanizmalarla hesaplananabilmesine en başta olanak tanıyan şey bilim oldu. TED وهو أن نكثف من الجهود العلمية التي تسمح لنا بتطوير كل هذه الآليات لحساب هذه البيانات الشخصية في المقام الأول.
    Bu, sıradan mühendisliğin üretmemize imkan verdiğinden çok daha karmaşık şeyler üretmemize imkan sağlıyor. TED وتسمح لنا بالقيام بأُمور أكثر تعقيداً بكثير مما تسمح لنا الهندسة الاعتيادية بانتاجه.
    Böylelikle bugün bildirilecek olan ve bize bu reform düşüncesine adanmış seçmenleri çekme imkanı sağlayacak bir parti programı başlattılar. TED فقاموا بإنشاء منصة، والتي نعلن عنها اليوم، تسمح لنا بجذب المصوّتين الملتزمين بفكرة هذا التعديل.
    Yarışmadan önce ne istiyorsak onu yapmamıza izin verirdi. Open Subtitles فقد كانت تسمح لنا أن نفعل ما يحلو لنا قبل المسابقة
    Günümüzün en iyi ölçümleri, evrenin ne kadarının karanlık olduğunu bulmamıza izin veriyor. TED القياسات المتواجدة حالياَ تسمح لنا بحساب مقدار ظلام الكون.
    Futbol oynamamıza bile izin vermiyor. Open Subtitles حتى انها لم تسمح لنا بلعب كرة القدم الامريكي
    Milyonlarca insanla kıyaslanıp bulunduğunda her tür bilgiyi bize sunan küçük davranış kalıpları ararız. TED نبحث عن الأنماط الصغيرة للسلوكات والتي حين تكتشفها ضمن ملايين الأشخاص، تسمح لنا بمعرفة أشياء كثيرة.
    Bütün bunlar bize; Evren'de nelerin olduğuna, yıldızların nasıl oluştuğuna ve en sonunda elbette bütün bu karmaşada bizim nasıl olduğumuz konularında tümüyle bambaşka bir bakış açısı getiriyor. TED لذلك هي تسمح لنا حقاً بالحصول على زاوية مختلفة تماماً على ما هناك في الكون و كيف تكونت النجوم و في النهاية بالتأكيد كيف أصبحنا خارج كل هذه الفوضى.
    Metaveri de bu bağlantıyı yakalamanızı sağlayan şey. TED البيانات الوصفيه تسمح لنا الربط بين هذه المعلومات.
    Stres direnci, stres sonrası kendimizi toparlamamızı sağlayan aktif, biyolojik bir süreçtir. TED فالمرونة النفسية هي العملية البيولوجية الفعّالة التي تسمح لنا بالعودة إلى الحالة الطبيعية بعد التوتر.
    Yoksa bilim ve felsefe zihnimizin sınırlarını aşmamıza olanak sağlar mı? TED أو هل العلوم والفلسفة تسمح لنا بالتغلب على حدود عقولنا؟
    Sessizlik, insanların sahip olduğu en değerli şeylerden biridir. Çünkü varlığımızın derinliğini hissetmemize olanak sağlar. TED الصمت هو واحد من أكثر الحالات الثمينة لدى البشر، لأنها تسمح لنا بالشعور بعمق وجودنا.
    Gayet mantıklı. Başka bir deyişle, aklın başka yerlere gitmesi ile, zihnimizde yaşadığımız keyif mutlu olmamızı sağlıyor. TED وبعبارة أخرى، ربما متع العقل تسمح لنا بزيادة السعادة مع تجول العقل.
    Bizim gibi omurgalıların, vücutlarımızı hareket etmemizi sağlayacak eklemlerle destekleyecek sert bir iskelet yapıları vardır. TED كما أن الفقاريات مثلنا لديها هيكل عظمي صلب لتدعم أجسامنا، مع وجود المفاصل التي تسمح لنا بالحركة.
    Annem, Noel arifesinde açmamıza hep izin verirdi. Open Subtitles أمي دائما تسمح لنا بفتح هدية واحدة في ليلة العيد
    Kendisinden önce gelen bütün popüler kültür fenomenlerinden farklı olarak, bilgisayar oyunları gerçekten makinenin bir parçası olmamıza izin veriyor. TED على خلاف أي ظاهرة ثقافية قبلها الألعاب التلفزيونية تسمح لنا بأن نكون جزء من الآلة
    Yalnızca köprü kurmamıza izin vermiyor. Aynı zamanda enerji akış oranını ayarlamamıza da izin verecektir. Open Subtitles فهي من المفترض أن لا تسمح لنا فقط بناء جسر بل عليها أن تساعدنا على ادارة تدفق الطاقة
    Hiçbir miktar ya da karışımdaki alternatif yakıt, şu an kullandığımız miktar ve yöntemle kullanmamıza devam etmemize müsaade etmeyecek. TED أي مبلغ ، أو مزيج من أنواع الوقود البديلة سوف تسمح لنا بالاستمرار في تشغيل ما نقوم بتشغيله ، بالطريقة التي نشغله.
    Bizim devam etmemize izin veren, derinlere doğru yeni ve keşfedilmemiş bir yol. TED طرق يمكن أن تسمح لنا بالاستمرار, والمضي على طريق جديد وغير معلوم.
    Alman Yetkililer girişimize izin vermedi. Open Subtitles فلم تسمح لنا السلطات الألمانية بمقابلته.
    FBI, geçebilir miyiz? Open Subtitles المباحث الفيدرالية عليكَ أن تسمح لنا بالمرور

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد