Bahse girerim ikiniz de... bu şarabı içiyorsunuz... ve bu elbiseleri giyiyorsunuz. | Open Subtitles | تشربون النبيذ وتدخنون الحشيش تلبسون الشورت وتظهرون نصف مؤخراتكم |
Kendilerini öldüren insanlar var ve siz çoraplı soda içiyorsunuz. | Open Subtitles | هناك أفراد يقتلون أنفسهم و أنتم تشربون الصودا من خلال جورب |
McVicar gibi bir adam, adam su içer gibi yalan söylüyor. | Open Subtitles | رجل مثل ماكفيكار, إنه يكذب مثلما تشربون الماء |
Hepiniz çok içtiniz. Yapacağınızı da bol bol yaptınız o yüzden bence artık yatın. | Open Subtitles | لقد كنتم تشربون كثيراً وتفعلون كثيراً ممّا تفعلون، |
İçki içip yemek yediniz, değil mi? | Open Subtitles | تشربون الخمر و تأكلون الطعام اليس كذلك ؟ |
Bir dahaki sefere, bir bardak su içerken muhtemelen bir kuyruklu yıldızın ya da bir göktaşının suyunu içtiğinizi hatırlayın. | Open Subtitles | في المرّة القادمة التي تشربون فيها كوبًا من الماء، تذكّروا أنكم ربما تشربون عصير مذنّبٍ أو كويكب |
Üçünüzün içki içtiğine dair sebeplerim var. | Open Subtitles | هل كل شئ بخير؟ لدي إعتقاد أن ثلاثتكم كنتم بالخارج تشربون |
- Bir şişe votka götünüz yiyorsa siz de içersiniz. | Open Subtitles | زجاجة كاملة من الفودكا، وإن كنتم جريئين لكنتم تشربون ايضا |
Sarhoş domuzlar gibi içtiğiniz bu lezzetli şampanyanın hepsi zehirliydi. | Open Subtitles | كل هذه الشمبانيا اللذيذة اللتي كنتم تشربون |
Birkaç gündür aşırı su içiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | كنتم تشربون الماء بكثرة منذ بضعه ايام اليس كذلك ؟ |
Kızılderililere ayrılmış bölgede küfelik olana kadar içiyorsunuz fakat karaciğer nakli olan bir tane bile Kızılderili görmedim. | Open Subtitles | في المجتمع الهندي، أنتم تشربون حتى تصابون بالإعياء ولكنّني لم أسمع من قبل أن هندياً قام بزراعة كبد في جسمه |
Siz çingeneler sünger gibi içiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أيها الغجر تشربون كالأسماك |
Şarap içer misiniz, bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم يا رفاق إذا كنتم تشربون النبيذ |
Şarap içer misiniz? | Open Subtitles | مبروك- انتم تشربون النبيذ يا رجال؟ |
O günden veya haftadan neler öğrendiğinizi konuşurken iş yerinde hiç birlikte içtiniz mi? | Open Subtitles | هل تشربون مع بعضكم في العمل ربما عندما تقومون بتلخيص اعمالكم في نهاية يوم او اسبوع؟ |
Hüküm giymiş kişilerin, içki içmeyi bildiklerini sanırdım. | Open Subtitles | ظننتكم أنتم أيها السجناء تعرفون كيف تشربون |
Siz de burada dikilip, karides içip meni tadı hakkında konuşuyorsunuz. | Open Subtitles | وأنت يا رفاق تقفون بالجوار , تشربون الجمبري وتتحدثون عن كيف يكون طعم المَنِي |
Geçen gece, ikiniz içerken mikrofondan sesinizi alamadık. | Open Subtitles | جهاز التنصت إنقطع في هذه الليلة التي كنتم تشربون النبيذ فيها. |
Onu içtiğine inanamıyorum. Saatin kaç olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | لا اصدق إنكم تشربون هل تعلمون كم هو الوقت الان؟ |
Ne içersiniz? | Open Subtitles | ما تشربون يا رفاق ؟ |
Biliyorum ki hepiniz bir bara gidip bira içmek çeşitli şekillerde patates kızartması yemeyi tercih edersiniz. | Open Subtitles | أعلمُ أنكم جميعاً تفضلون الذهاب إلى حانة تشربون الجعة، وتتناولون الرقائق من شتى الأنواع |
Ne alırsınız yabancılar? | Open Subtitles | ماذا تشربون أيّها الغرباء؟ |
Kalmak zorundaydık. İçecek bir şeyler ister misiniz? | Open Subtitles | هل تشربون شيئأَ ؟ |
- Memur Bey. Beyler neden sizde diğerleri gibi biranızı barda içmiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لا تشربون الجُعّة ... خاصّتكم داخل الحانة |
Görünenin aksine millet aslında flörtünüzle içmeyeceksiniz. | Open Subtitles | نعم ، ورغم ما يبدو أنتم لا تشربون موعدكم أيها الناس |