Kader benim önüme hiçbir şey koymamakta ısrar ediyorsa ben de havamı alırım. | Open Subtitles | الصدفة تصرّ على أن تضع في طريقي لاشيء, لذا أنا لم أحظَ بشيء. |
Eğer ısrar ediyorsan, en azından sana yardım edeyim. | Open Subtitles | إذا تصرّ على ذلك , دعني على الأقل أساعدك. |
Ama onun süslü köpeği sorun çıkarmakta ısrar ettikçe, biz yolumuza bakarız. | Open Subtitles | ولكن بما أنّ كلبته الأليفة تصرّ على تعقيد الأمور، فعلينا التحرّك |
Umalım da merkezi havalandırma sistemi olan bir yerde ısrar etmesin. | Open Subtitles | فلتأمل ألاّ تصرّ على منزل ذا تكييف مركزيّ |
13 yaşındaki kızımızın sokak kadınları gibi giyinmekte ısrarcı olup bizi utandırmasını istemiyoruz. | Open Subtitles | لانودّ أن نكون مُحرجين من إبنتنا ذات الـ13 ربيعاً التي تصرّ على إرتداء ألبسة العاهرات |
Shinobi olmak için neden bu kadar ısrarcısın, bütün riskleri düşündün mü ? | Open Subtitles | لماذا تصرّ على العيش كنينجا رغم كل المخاطر التي تنتظرك؟ |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Koridorda sizinle derhal konuşmakta ısrar eden bir kadın var. | Open Subtitles | عذراً على الإزعاج، هناك امرأة تصرّ على التحدّث معكِ بالقاعة |
Tamam, madem gelmekte ısrar ediyorsun benimle burada öğlen 2'de buluş. | Open Subtitles | حسنٌ طالما تصرّ على الحضور، فقابلني هنا عند الـ2م، رابطة العنق السوداء اختياريّة |
Ama satın almakta ısrar ederseniz vergilerden korunmak için satıp geri kiralama seçeneğiyle birlikte alın. | Open Subtitles | لذا لو تصرّ على عقد هذه الصفقة، فتأكد من عرض خيار مع بند إستئجار لتجنب الضرائب. |
Ona bir baba gibi davranmış olsaydın ısrar etmezdi. | Open Subtitles | إنها لن تصرّ على ذلك إذا قمتَ أنت بالتصرف كـ أب لها |
Ben size işinizde kalmanız için yardım ediyorum... ama eğer siz gölgeleri ve... gizli planları kovalamakta ısrar ederseniz... böyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | أحاول مساعدتك أبق شغلك... لكن ذلك ليس سيحدث... إذا تصرّ على مطاردة الظلال... |
Keşke sigara içme hususunda ısrar etmeseydi, ilişkinin öncesinde... sonrasında... ve ilişki boyunca. | Open Subtitles | لو أنّها فقط لم تصرّ ...على التدخين قبل وبعد وأثناء النوم |
Neden masayı zıplatmakta ısrar ediyorsun? | Open Subtitles | الذي تصرّ على معالجة المنضدة مثل تلك |
Affedersin ama, konu kızlarım olduğunda hiç bir şeyde ısrar edemezsin. | Open Subtitles | أعذريني. لا يمكن لك أن تصرّ على أيّ شئ |
Daha geçerli bir alternatifi olacağı konusunda ısrar ediyor. Yani Terapi. | Open Subtitles | إنها تصرّ على وجود بديلاً مجدياً العلاج |
Evet, yalnızca dikkat et, biraz dağılmış durumda mantıksız şeyler söyleyebilir ama seninle tanışmakta ısrar etti. | Open Subtitles | أجل، ولعلمك إنها مشتتة بعض الشيء... قد تقول أشياءاً غير منطقية... لكنها تصرّ على لقائك |
Bu tam bir skandal Robert ve neden ısrar ettiğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | أنها عار يا روبرت و لا أعلم لما تصرّ |
Neden koltukaltını koklamamız için hep ısrar ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تصرّ دوماً على أنْ نشمّ أبطيكَ ؟ |