Liderlik için disiplin, fedakarlık ve kişileri imkansıza inandırabilme becerisi gerekir. | Open Subtitles | القيادةُ تتطلّبُ انضباطاً، تضحيةً و مقدرةً لجعلِ الناس يؤمنون بتحقيق المستحيل |
Büyük olmanın fedakarlık gerektirdiğini söylemiştim sana. | Open Subtitles | , اعتقدت بأنّني أخبرتُك . أن العظمةُ تَتطلّبُ تضحيةً |
Ama sizden isteyemeyeceğim, bedeli ağır bir... fedakarlık gerektiriyor. | Open Subtitles | حلٌّ يتطلّب تضحيةً و تكلفةٍ كبيرة. واحدة لا يُمكنني أن أطلبها |
Ama artık bir bio-girişin var. Sana yakın olmak için bio-giriş konusunda fedakârlık yaptım. | Open Subtitles | لكنّك تملك منفذا بيولوجيَا الآن .كانت تضحيةً منّي لأتقرب منكِ أكثر |
"Bense bunun fedakârlık için olduğunu düşünmeyi tercih ediyorum. Herkesin iyiliği için yapılan bir fedakârlık." | Open Subtitles | لكن أفضّلُ أن أعتبره تضحيةً''، ''.لمصلحة |
O makineye girmeyi isteyerek fedakârlık yaptığın zaman zamandan bir tek silinen sen olmadın. | Open Subtitles | عندما قدّمتَ تضحيةً بدخولكَ في تلك الآلة، لم تكن وحدكَ الذي مُحيَ وجوده. |
Ama müthiş bir akılla çok büyük bir fedakarlık yaptı. | Open Subtitles | لكن مَع عقل عظيم جاءتْ تضحيةً عظيمةً |
Büyük güç büyük fedakarlık gerektirir. | Open Subtitles | تتطلّب القوّة العظيمة تضحيةً عظيمة |
Büyük olmak fedakarlık gerektiriyor. | Open Subtitles | .تَتطلّبُ العظمةُ تضحيةً |
Muazzam güç, muazzam fedakârlık gerektirir. | Open Subtitles | القوّة العظيمة تتطلّبُ تضحيةً كبيرة. |
Ben buna fedakârlık diyorum. Çoğunluğun iyiliği adına yapılmış. | Open Subtitles | أنا أُسمّي ذلك تضحيةً للصالح العام |