Ama bizimle gelirsen, onların fedakarlığı boşa çıkmamış olur. | Open Subtitles | لكن إذا جئت معنا, فستستطيع أن تبرر تضحيته. |
Onun ve diğerlerinin fedakarlığı düşmanı yendi, topraklarımızı kurtardı ve özgürlüğümüzü temin etti. | Open Subtitles | تضحيته بجانب الآخرين هزمت عدونا، أنقذت أرضنا و حققت حريتنا |
Ülkesinin, fedakarlığı için ne kadar minnettar olduğunu öğrenmesi gerek. | Open Subtitles | يحتاج أن يعرف أن الوطن ممتن له على تضحيته |
Başkalarını korurken öldü ve fedakârlığı birçoğunun yaşamını kurtardı. | Open Subtitles | لقد قتل و هو يدافع عن زملاءه و قد أنقذت تضحيته حياة الكثيرين |
fedakârlığı ve çalışkanlığınız sayesinde milyonlarca hayat kurtarıldı. | Open Subtitles | ونشكره على تضحيته لحفظ ارواح الملايين |
Ruhban Sınıfı onu aldığında neredeyse senin yaşındaydı. Bu yüzden, çoğumuzdan daha fazla fedakarlık yapmış oldu. | Open Subtitles | كان في مثل عمركَ حينما أتى بهِ الكهنة، لذا كانت تضحيته أعظم من أغلبنا. |
Burchenal senin için kendisini feda etti. Boşa gitmesini istemezsin. | Open Subtitles | لقد ضحى بورشينال بنفسه من أجلك هل تريد ان تجعل تضحيته تذهب هباء ؟ |
John, buraya kardeşinin yaptığı fedakarlığa duyduğum saygıdan ötürü geldim. | Open Subtitles | جون اتيت هنا بناء على احترام أخيك بناء على احترام تضحيته |
Sadakatini, fedakârlığını sevgisini anneme ve bana vermesini seyrettim. | Open Subtitles | رأيته يقدم ولائه تضحيته وحبه لأمي، ولي |
Ruhban'lar onun için geldiğinde senin yaşındaydı. Bu yüzden fedakarlığı çoğundan daha büyük. | Open Subtitles | كان في مثل عمركَ حينما أتى بهِ الكهنة، لذا كانت تضحيته أعظم من أغلبنا. |
Kendini feda etti ama fedakarlığı zamanında yelken açtığımız denizcilere yardım etti. | Open Subtitles | ضحّى بنفسه لكنّ تضحيته ساعدت الطاقم الذي كنّا نبحر معه |
Onun bu fedakarlığı boşa gitmesin. | Open Subtitles | نحن لن نجعل تضحيته تذهب هباءاً |
fedakarlığı ve eğitimimize katkıda bulunduğu için teşekkür ederdik. | Open Subtitles | شكرناه على تضحيته ومساهمته في تعليمنا |
Sana söz veriyorum, fedakarlığı boşa gitmeyecek. | Open Subtitles | أقسم لك بأن تضحيته لن تضيع هباءً |
Onların fedakarlığı sayesinde, işin seyri değişti. | Open Subtitles | و بسبب تضحيته أنقلب الوضع. |
Defterde çizik attığım her isimle, babamın yaptığı fedakârlığı onurlandırıyorum. | Open Subtitles | -إني أكرّم تضحيته مع شطب أي اسم بالقائمة |
fedakârlığı bana öğretti ki, en karanlık geceden sonra bile güneş yeniden doğacaktır. | Open Subtitles | تضحيته لها و ل غ لي أنه حتى بعد متر أقوى يلة - - شارع أحد ه من جديد. |
Sonra hastaneden telefon geldi. Ara sokakta bulmuşlar, fedakârlığı yüzünden ölmek üzereymiş. | Open Subtitles | وجدوه مغشيًا عليه، شبه ميت بسبب تضحيته |
Bu şehir için yapılması gereken bir fedakarlık bu. | Open Subtitles | تضحيته هذه قد أنقذت البلاد من وباء فتاك. |
Öyleyse bunu onun için, yaptığı fedakarlık için yapılan bir iyilik olarak al. | Open Subtitles | اذا اعتبر هذا جميلا له, بسبب تضحيته. |
Olanları durdurmazsan kendini bir hiç uğruna feda etmiş olur. | Open Subtitles | إن لم توقف ما يحدث تضحيته ستكون بلا مقابل |
Hayır, fedakarlığa leke sürme. | Open Subtitles | لا. لا تهن تضحيته دعه يذهب |
Cesaretini ya da fedakârlığını asla unutmayacağız. | Open Subtitles | لن ننسى أبدا شجاعته أو تضحيته |