Kişisel tatmin ve ihtiyaçlarını senden daha önemli şeyler için feda edebilmelisin. | Open Subtitles | يعني أنك تضحين بأحتياجاتك الصغيرة والرغبات لأجل شيء أكثر أهمية من نفسك. |
Bak, kendini benim için feda ediyormuş hissine kapılmanı istemem. | Open Subtitles | كما تَرين، أنا لا أُريدُك أَنْ تشعري بأنك تضحين من أجلي |
Hiç yanımda olmadığın için suçluluk hissediyorsun diye kendini iki günlük bebek için feda etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أدعكِ تضحين بنفسكِ لأجل طفلة عمرها يومين فقط لأنّكِ تشعرين بالذنب لعدم كونكِ موجودة لأجلي |
Güldüğünü duydum da. | Open Subtitles | سمعتك تضحين ؟ |
Güldüğünü duydum da. | Open Subtitles | سمعتك تضحين ؟ |
Neden benimkini kurtarmak için kendi evliliğinden vazgeçiyorsun? | Open Subtitles | لما تضحين بفرصتك فى الزواج من اجل حماية زواجى ؟ ! ـ هذا ليس له معنى ـ سأخبرك بالحقيقة |
Yaptığın şey için sana gerçekten teşekkür edemedim, benim ve ailem için kendini feda ediyorsun. | Open Subtitles | لم أشكرك بصدق لما تفعلينه الطريقة التي تضحين بها بنفسك لأجلي و أجل عائلتي |
Her zaman onlar için kendiniz, ihtiyaçlarınıza feda etmeye zorluyor. | Open Subtitles | دائماً يجعلونك تضحين بنفسك بخدماتك لهم |
Benimle yemeğe gitmemek için onların hayatlarını feda mı edeceksin? | Open Subtitles | هل تضحين بحياتهم بعدم الخروج معي ؟ |
Hâlâ beş kişi için bir kişi feda ediyorsun. | Open Subtitles | لا زلت تضحين بشخص واحد لكي تنقذي خمسة |
Onu feda etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعك تضحين به |
Ayrilarak, Ralph'i bizden uzaklastirarak neleri feda ettiginin farkinda misin? | Open Subtitles | أتعلمين ما تضحين به بمغادرتكِ، بأخذ (رالف) بعيداً عنّا؟ |
Kendini feda etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | -لن أدعك تضحين بنفسك |
Anladığım kadarıyla ... benim için servetinden vazgeçiyorsun. | Open Subtitles | لكن- ايضاً يؤرق ضميري حقيقة- أنكِ تضحين بثروتكِ لأجلي! |