Gaitanı yap, ve sonra tahta çubukla örneği yeşil kutunun içine koy. | Open Subtitles | ستتغوّط ثم تستخدم عوداً خشبياً لجمع البراز ثم تضعه في العلبة الخضراء |
Forbes'la her ne işin varsa, yazıp bir zarfa koy ve taksiciye ver. | Open Subtitles | اي عمل تريده من فوربس سوف تضعه في ظرف وتعطيه بعد ذلك للسائق |
Bu da neyi gösteriyor? Kafana koyduğun her şeyi yapabilirsin. | Open Subtitles | هذا يعني أنك قادر أن تفعل أي شيء تضعه بعقلك |
Afyonu ağzına koyup yutuşunu izle. | Open Subtitles | راقبيها وهي تضعه في فمها وراقبيها وهي تبلعه |
Düğmeye basıyorsun, kızak açılıyor, bir CD alıp içine koyuyorsun. | Open Subtitles | أضغط ذلك الزر تفتح الصينية وتمسك القرص و تضعه بالداخل! |
Oraya koyma. Odama koy. | Open Subtitles | لا تضعه هناك ، فقط ألقه فى الغرفة. |
Bu çocuk kaybolmuş, suçlu değil, Neden onu hapse koymak istiyorsunuz? | Open Subtitles | انه تائه و ليس مجرم لماذا تريد ان تضعه فى السجن؟ |
Hayır, bu şeyler içine ne koyarsan atar. | Open Subtitles | لا، لا، لا، هذه الأشياء تُطلق أي شيءٍ تضعه به |
Kullanım kılavuzunu boşverin. Sizlerin kafasını karıştırmak için devletin koyduğu bir kağıt olduğuna eminim. | TED | سوف أتجاهل التعليمات. إنها ما تضعه الحكومة لارباككم, انا متأكد من ذلك. |
Onu sadece şurada diğerlerinin yanına koyabilirsin. | Open Subtitles | بأمكانك ان تضعه هناك مع الاخرين |
- Yarım saat suda yavaş yavaş kaynat, tabağa koy ve tereyağı ekle. | Open Subtitles | ،ــ يغلي في الماء لـ15 أو 20 دقيقة ثم تضعه على الصحن وتضيف الزبد |
Mikrofon kablosunu sök... ve kaskını çıkarıp, kenara koy. | Open Subtitles | أنت تنزع كابل الميكرفون وتخلع خوذتك ثم تضعه بها |
Sadece ağzına koy ve döndür, bunu bir dergide okumustum | Open Subtitles | انت تحتاج فقط لشيء تضعه في فمك قرأت هذا في احد المجلات |
Ormana koyduğun şeylere dikkat et. Bir gün bizimde aynı sorunumuz olabilir. | Open Subtitles | إنتبه من ما تضعه في الغابة ربما نواجه مشكلة يوم من الأيام |
Sandviçini taze tutmak için içine koyduğun bir poşet icat ettim. | Open Subtitles | لقد إخترعت ذاك الكيس الكرتوني الذي تضعه حول الشطيرة لتبقيها طازجة |
Hey, Skeever, neleri kavanoza koyup ölünceye kadar sallarsın? | Open Subtitles | هاى، أسكيفر، ما الذي تضعه في الجرة وتهزة حتى يموتوا؟ |
Anne, sana Meg'in dün gece Brian'ı bağladığını... ve arabasının bagajına koyup gittiğini söylemem kötü olur mu? | Open Subtitles | هل هو سيء إذا رأيت ميج تقيّد براين البارحة و تضعه في صندوق سيارته ثم تذهب بعيداً؟ ماذا؟ |
Altı saat sonra kazıp çıkarttığında servis tabağına koyuyorsun ve bam! | Open Subtitles | بعد 6 ساعات، تخرجه، تضعه على طبق، وهكذا... |
Ne koyuyorsun oraya? | Open Subtitles | ما الذي تضعه هناك؟ |
Masaya koyma onu! | Open Subtitles | لا تضعه على الطاولة |
Bu çocuk kaybolmuş, suçlu değil, Neden onu hapse koymak istiyorsunuz? | Open Subtitles | هذا الولد تائه و لس مجرم لماذا تريد ان تضعه فى السجن؟ |
- Evet, eğer torbaya koyarsan, kendi suyunda pişer. | Open Subtitles | أجل، أنا أقول لك، تضعه داخل كيس ويطبخ نفسه. |
Bence insan aklına koyduğu her şeyi yapabilir... | Open Subtitles | أعتقد بأنك يمكن أن تنجز أي شئ تضعه في راسك |
Yastığının altına koyabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تضعه أسفل وسادتك |
Bunları kavanoza koyar ve gerektiğinde kullanırdı. | TED | كانت تضعه في الجرة ثم تستخدمه عند الحاجة. |
Zil olarak da çöp tenekesi kapağı kullanıyorsun. | Open Subtitles | و تضعُ الريشَ على غِطاء صندوق القُمامة و تضعه قُبعَة |