Az maaşla çalışan genç insanlar tişörtlerinizi işte böyle katlıyor. | TED | هكذا تطوي العمالة المغمورة الشابة ملابسها |
Kadın, falı hamurun ortasına koyup iki kere katlıyor. | Open Subtitles | ثم سيدة تضع الورقة في مركز العجينة ثم تطوي العجينة حول قطعة معدن |
Ve sen, yatağa yatmadan önce külotunu katlıyorsun. | Open Subtitles | و أنت، تطوي سروالك الداخلي قبل الذهاب للفراش. |
Haskell, niye hâlâ peçete katlıyorsun? | Open Subtitles | هاسكل , لماذا مازلت تطوي المناديل؟ |
Görüyorsunuz, karımın huyu her sabah kalktığında geceliğini katlayıp, yastığının altına yerleştirmekti. | Open Subtitles | كانت من عادتها أن تطوي ثيابها في غرفة النوم كل صباح حين تستيقظ وتضعها تحت الوسادة |
Chandler gel sana iç çamaşırlarını nasıl katlayıp ayakkabılarının içine yerleştireceğini göstereyim. | Open Subtitles | سأريكم كيف تطوي ملابسك الداخلية وتحشوها في أحذيتك. |
Onu tanıyormuş gibiyim ama bazen kollarım geriye katlanıyor. | Open Subtitles | أشعر أنني أعرفها لكن ذراعاي أحياناً تطوي خلفي |
Onu tanıyormuş gibiyim ama bazen kollarım geriye katlanıyor. | Open Subtitles | أشعر أنني أعرفها لكن ذراعاي أحياناً تطوي خلفي |
Babam dışarıda çimleri biçiyor, annem yukarıda çamaşırları katlıyor, ablam odasında ödevlerini yapıyordu, bense bodrumda bilgisayar oyunu oynuyordum. | TED | كان والدي بالخارج يجز العشب، وأمي في الأعلى تطوي الملابس، وشقيقتي تؤدي الواجب المنزلي في حجرتها وأنا في القبو ألعب بألعاب الفيديو. |
Kedi yavrusu gömlek katlıyor! | Open Subtitles | هرة صغيرة تطوي قميصا |
Kartları şu arkandaki makineler katlıyor Ray. | Open Subtitles | لدينا آلات خلفك تطوي البطاقات يا "راي". |
İnanmıyorum. Ne kadar güzel katlıyorsun. | Open Subtitles | يا الهي, انت تطوي بشكل رائع |