"تعرّضت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• maruz
• uğradığını
• uğradı
• geçirdim
• uğramış
• geçirmiş
• geçirdiğini
• geçirdin

Son üç haftada yüzyıllık nadir bir bitkiye maruz bırakıldın.
إنّك خلال الثلاثة أسابيع الماضية تعرّضت لعشبة نادرة تعود لقرون.

Tamam, gazın etkisi altındayken iki kişinin şiddetine maruz kaldın.
حسناً، تعرّضت للانتهاك من قبل شخصين، وأنت تحت تأثير المخدّر، ما المشكلة؟

Hastamızın tecavüze uğradığını öğreniyoruz ve senin tepkin bu mu?
لقد اكتشفنا أنّ مريضتنا تعرّضت للاغتصاب وهذا ما تردّ به؟

Lirio adında genç bir kız, Terrano kardeşlerin saldırısına uğradı.
ليريو، وهي فتاة شابة، تعرّضت لهجوم من قبل الاخوة تورينو

Sabah ufak bir iş kazası geçirdim.
تعرّضت لحادث بسيط بورشة العمل هذا الصباح

Tecavüze uğramış. On dokuz yaşında.
ثمّ تعرّضت للاغتصاب، فتاة في الـ19 من عمرها

Seni yolun kenarında bulduk. Kötü bir kaza geçirmiş olmasın.
لقد وجدناك على جانب الطريق لقد تعرّضت لحادث شنيع

Ortaçağ'da şeytanın beni ele geçirdiğini söylerlerdi.
في العصور الوسطى كانوا يقولون لقد تعرّضت لمسّ

Hey ahbap. Kaza geçirdin. Sana yardım bulacağız.
مرحباً يا صاح، لقد تعرّضت لحادثه سنُحضر لك المساعده

Onca süre orada kalınca nelere maruz kaldığınızı bilemezsiniz.
لا تعرف أبداً ما ربما تكون قد تعرّضت إليه بالخارج بعد كل هذا الوقت

Aslunda ilk yıllarında ne kadar bakteriye maruz kalırsa bağışıklık sistemi o kadar gelişir.
في الواقع، كلّما تعرّضت للجراثيم في سنواتها التشكيليّة، فإنّ جهازها المناعي سيزداد قوّة. تفضّلوا.

Yüksek ısıya maruz kalmış ama alevlere değil tabii.
لقد تعرّضت لحرارة عالية، لكن ليس لهباً، لذا

Onu buraya getirdiklerinde kurt ya da benzer bir şey tarafından saldırıya uğradığını düşünmüştük.
حين جلبوها إليّ خلناها تعرّضت لهجوم من قِبل ذئب أو ما شابه

Soyguna uğradığını duydum. Neden ofisine bakıyorsunuz?
سمعتُ أنّها تعرّضت للسرقة، فما سبب تحققكم من مكتبها؟

Ama bir kadın tecavüze uğradığını söylerse adalet nadiren yanımızda oluyor.
لكن عندما تقول امرأة أنّها تعرّضت للإغتصاب نادرا ما يتحيّز القانون إلى جانبنا،

Bir kadın tecavüze uğradı. Bir çocuk açlıktan öldü.
إمرأة تعرّضت للإغتصاب طفل يتضوّر جوعاً حتى الموت

Yıllar önce, yaşadığım krallık güçlü bir tehdit tarafından saldırıya uğradı.
قبل سنوات عديدة، المملكة التي أتيت منها تعرّضت لهجوم مِنْ عدوّ قويّ

Trafik kazası geçirdim. Annem öldü. Hafızamı kaybettim.
تعرّضت لحادث مروريّ، توفّت أمي وفقدت ذاكرتي.

İki yıI önce araba kazası geçirdim. Birşey yok, sadece birkaç civata var.
تعرّضت لحادث سيّارة منذ عامين، لم أُمنَ إلّا بصواميل ومسامير في الداخل.

- Yani tecavüze mi uğramış diyorsun?
-أتقولين إذاً أنّها تعرّضت للإغتصاب؟ -من الصعب التحديد

Bu sürede kızı araba kazası geçirmiş.
نعم، وخلال تلك الفترة تعرّضت ابنته لحادث سيارة

Sonra da bana gıda zehirlenmesi geçirdiğini anlatmıştın.
وبعدها أخبرتني أنّك تعرّضت لتسمّم غذائي