Belki hediyeler bizim geniş bir dizi birleştirerek, size koruma kendinizi büyü ters öğrenebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما عبر جمع قوانا يمكنك أن تتعلم كيف تعكس تعويذة الحماية بنفسك |
Ve orda Roma'daki mizahın Roma toplumunun yapısının bir yansıması olduğunu söylüyordu. | TED | وهي تقول أن الفكاهة الرومانية تعكس بناء المجتمع الروماني |
Meslekten olmayan kişilerin tabiriyle öyle bir şey ki böcek ilacını zayıf şiddetli bir mikrop öldürücüden büyümeyi tersine çevirecek amansız bir kimyasala dönüştüren bir şey. | Open Subtitles | شىء ما حدث اثر على السبرااى حولها لجرثومات معدله انتجت كيميائيات قاتله تعكس عمليه النمو |
Ve, üç ayın sonunda farkettim ki bu sorular topluluğun görüşlerini yansıtmıyor, bilakis onları etkiliyor. | Open Subtitles | تدريجيا خلال هذه الأشهر الثلاثة بدأتُ أدرك أن هذه الأسئلة لم تعكس صورة العقلية الجماعية .بل شوهتها |
Öyle şeyler ki, içinden artık yapmamayı geçirdiğin şeyleri yansıtıyorlar. | Open Subtitles | لأنها تعكس شيئاُ بداخلك , بأنك لا تستطيع التعايش معها |
Tam olarak halktan biri değilsin ve şahsiyetin bu lütfu yansıtmalı. | Open Subtitles | أنتِ بالكاد تكونين أنسانة عادية و يجب أن تعكس صورتك تلك النعمة |
Kim olmak istediğimizi ve nereden geldiğimizi yansıttığı sürece bir sorun yok. | Open Subtitles | تكفي مادامت تعكس مانحن نحاول أن نكون ومن أين أتينا , وأننا كلنا جيدون. |
İnsan vücudunun ışığı yansıtmasını gölgeyi oluşturan parçalarını görmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريدكم أن تنتبهوا بشدة لأي أجزاء من الجسم البشري تعكس الضوء وأي أجزاء تلقي ظلا |
Evet, ayna ışığı geri yansıtıyor, kanın nasıl karıştığını görebilirim. | Open Subtitles | نعم,المرآة تعكس الضوء,اذا يمكنني أن أرى كيف يمزج الدم |
Ancak yapraklar, daha kısa olan yüksek enerjili mavi dalga boylu ışığı yansıtıyor. | Open Subtitles | لكنها تعكس الموجات الطولية الزرقاء عالية الطاقة و الأقصر |
Mavi şeyler mavi ışığı, kırmızı şeyler kırmızı ışığı yansıtır ve böyle sürer gider. | TED | الأشياء الزرقاء تعكس الضوء الأزرق، والأشياء الحمراء تعكس الضوء الأحمر وهلم جرا. |
Uygun şartlar altında kristaller, atomlarının düzenlemesini yansıtan geometrik şekillere dönüşürler. | TED | بوجود الظروف المناسبة، ستنمو البلورات في أشكال هندسية تعكس ترتيب ذراتها. |
Kar ve buz güneş ışınlarını yansıtacak ve atmosfer tekrar dengelenecek. | Open Subtitles | و سوف تعكس الثلوج أشعة الشمس و سوف يستقر المناخ الأرضى |
ters sermaye ipotek yaptırmayı hiç düşündünüz mü? | Open Subtitles | هل وضعت قَطُّ في عين الاعتبار أن تعكس رهنك؟ |
Attığı her adımı ters çevirmek zorundayız. | Open Subtitles | كل خطوة قامت بها يجب أن تعكس تماما. هذا مستحيل. |
Burada yazanlar tasarımızın merkezindeki ana politikamızın yansıması. | Open Subtitles | هذه النقاط المهمة تعكس الألواح الرئيسية في قلب مشروع القانون لدينا. |
Burada yazanlar tasarımızın merkezindeki ana politikamızın yansıması. | Open Subtitles | هذه البنود تعكس أجزاء رئيسية من مركز مشروع القانون |
tersine çevirmek, saptırmak, ışınlanmak ya da öyle bir şey yapamaz mısın? | Open Subtitles | ألا يمكنك أن تعكس أو تنعطف أو تطلق شعاعاً أو ما شابه ؟ |
Şahın resimleri sokaklarda gezdirilerek duyugular tersine çevirildi. | Open Subtitles | صورالشاهِتـُـسْتَعْرضفيالشوارع, تعكس شعوراَ |
Ama mevcut siyasi iklimde umut yok ABD enerji politikası ya da uluslarası anlaşmalar bu uzlaşmayı yansıtmıyor. | TED | ولكن ليس هناك أمل في ظل المناخ السياسي الحالي ذلك بأننا سوف نرى سياسة الطاقة في الولايات المتحدة أو المعاهدات الدولية التي تعكس هذا التوافق في الآراء. |
Geldikleri habitatı yansıtıyorlar. | TED | إنها تعكس الموطن الذي يأتون منه. |
Buradaki her ayna onlara altın gibi bir çocukluk yansıtmalı. | Open Subtitles | ...و كل مرآة هنا يجب أن تعكس طفولتهم الذهبية لهم |
Buz tabakalarının yansıttığı Güneş ışınları artık karanlık sulara nüfuz ediyor ve suyu ısıtıyor. | Open Subtitles | اشعة الشمس كانت تعكس على الواح الجليد من قبل الا ان الآن دخولها الى قلب المياه الداكنه يؤدي الى تسخينها |
Harvard'da David Keith tarafından yayınlanan yeni bir tanesi kireç taşının tozunu stratosfere atıp güneş ışığını yansıtmasını sağlamak. | TED | كان إحداها ما نشره مؤخرًا ديفيد كيث في جامعة هارفارد وهي أخذ الطباشير ووضع غبارها في طبقات الغلاف الجوي العليا، حيث تعكس أشعة الشمس مرة أخرى. |
Sadece geri yansıtıyor. | Open Subtitles | تعكس فقط |
Ancak yapraklar, daha kısa olan yüksek enerjili mavi dalga boylu ışığı yansıtıyor. | Open Subtitles | ولكن البتلات تعكس الطاقات الأعلى ذو الأطوال الموجية الأقصر لـ اللون الأزرق |
Bu süre içinde, faiz oranları bireysel müşteriler ve firmalar için borç alma maliyetini yansıtır. | TED | في الأثناء، فإن أسعار الفائدة، تعكس تكلفة الاستدانة للأشخاص والشركات. |
ve gidip o gün neler olacağını düşündüğümü yansıtan birçok rozet aldım. | TED | ومن ثم ذهبت واشتريت الكثير من هذه الدبابيس والتي في الحقيقة تعكس ما افكر فيه .. ومايجب القيام به في اي يوم اعتيادي |
Ve galiba, hepimiz de seçim bölgesinin gerçek ihtiyaçlarını yansıtacak bir sonuç için ümitliyiz. | Open Subtitles | وأظننا جميعاً نتطلع إلى النتائج التي تعكس رغبات الناخبين الحقيقية |
Derimiz ışığı absorbe edebilir; ama hiçbir şekilde karakteri yansıtmaz. | TED | قد تمتص أشعة الشمس، لكنها بالتأكيد لا تعكس شخصية الإنسان. |
Kararsızlığı, çöküntüyü, geçici çözümleri ve halının altına süpürdüğümüz pislikleri yansıtırlar. | Open Subtitles | تعكس التقلب، الشقوق، الحلول المؤقتة، و الأوساخ التي ننظفها أسفل السجاد |