Bu yaratıklara olan şefkatinizin benim için anlamını ifade bile edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخبركِ كم شفقتكِ على هذه المخلوقات تعني لي |
Ne kadar oyarsam oyayım bana hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | مهما قمتُ بالنقش، فهي لا زالت لا تعني لي شيئًا. |
Bugün size beyaz balina, Grönland balinası, denizgergedanı, kutup ayısı ve leopar foklarını göstereceğim, ama burdaki fotoğraf tüm çektiklerimden daha çok anlam ifade ediyor bana. | TED | اتعلمون يمكن ان اريكم صوراً لحيتان كبيرة .. وحيتان مميزة او دببة قطبية او فهود الفقمة ولكن هذه الصورة تعني لي اكثر من كل تلك الصور |
Bu yüzden, ülke ve köylerin benim için pek bir değeri yok. | Open Subtitles | البلاد والقرى التي لا تعني لي شيئاً أصلاً |
Hayatın ne kadar zorlaştığından, ne kadar yalnızlık çektiğimden ve o aptal iltifatların benim için ne kadar değerli olduğundan bahsettim. | Open Subtitles | عن كيف كانت الحياة تزداد صعوبة و مدى شعوري بالوحدة و كيف أن هذه المجاملات الغبية كانت تعني لي شيئاً حقيقة |
Benim için hiçbir şey ifade etmiyor artık. | Open Subtitles | لقد اصبحت تلك الاشياء لا تعني لي شيئا الان |
Sanki bir çeşit - oyun - oynuyormuşum gibi, ama kurallar benim için birşey ifade etmiyor. | Open Subtitles | إنه مثل الإنغماس في نوعاً ما من اللعب لكن الوقاحة لا تعني لي أي شئ |
Sana ondan bahsetmek zorunda değildim. Benim için hiç bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | لم أكن مضطر لأخبرك عنها إنها لا تعني لي شيئا |
Hapiste olmak benim için bir şey ifade etmiyor, neden biliyor musun? | Open Subtitles | العزلة لا تعني لي شيئًا، هل تعرفين لماذا؟ |
Doğum günleri benim için hiçbir şey ifade etmezdi. | Open Subtitles | أعياد الميلاد لم تكن تعني لي شيئاً قبلاً |
Liste bana anlam ifade ettiği kadar başkalarına etmiyor. | Open Subtitles | لا تعني قائمتي شيئاً للآخرين كما تعني لي |
20 yıldır aynı dersi veriyorum ve benim için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | أنا أدرّس نفس الدروس منذ 20 سنة ولا تعني لي أي شيء |
Notta tam olarak ne yazıyor bilmiyorum fakat sana şunu söyleyeyim, o kız benim için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي حوته الرسالة بالضبط لكنني أؤكد لكي بأنّ تلكّ الفتاة لم تعني لي شيئاً على الإطلاق |
Peki, Jack, bu yüzlerden hiç biri bana bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | حسناً يا جاك ، لا تعني لي هذه الوجوه أي شئ |
Bu yarışmanın benim için çok şey ifade ettiği bilmediğin bir şey değil. | Open Subtitles | أنتي لا تجهلين ،، كم أن هذه المسابقة تعني لي الكثير. |
Düşündüm de... Dün gece seviştikten sonra, benim için ne ifade ettiğini anlamışsındır. | Open Subtitles | بعد أن مارسنا الحب ليلة أمس ظننتك أدركت كم تعني لي |
Benim için anlam ifade eden her şey bu evin içinde ve o toprakta. | Open Subtitles | لا, لا, كل الأشياء التي تعني لي في هذا البيت وعلى تلك الأرض |
Çünkü bu elmasın senin canından çok daha fazla değeri var. | Open Subtitles | لإن هذه الماسة تعني لي أكثر من حياتك |
İkinci olarak, o rozetin bir sikim değeri yok. | Open Subtitles | ثانياً: تلك الشارة لا تعني لي شيئاً |
Bak, bu kadın benim için dünyadaki her şeyden daha değerli... o yüzden dikkatli ol. | Open Subtitles | هذه المرأة تعني لي أكثر من أي شئ آخر في العالم لذا، كن حذرا، فهمت؟ |
Bak, bu kadın benim için dünyadaki her şeyden daha değerli... o yüzden dikkatli ol. | Open Subtitles | هذه المرأة تعني لي أكثر من أي شئ آخر في العالم لذا، كن حذرا، فهمت؟ |