Babamla yaşadığın zamanlar senin içtiğin boyuttaki viskilerden ver bana. | Open Subtitles | أعطيني ويسكي بالحجم الذي تحتاجينه اذا كنتي تعيشين مع أبي |
Bilmek istiyorsan senin neden kötü bir kontla yaşadığını bilmem gerek. | Open Subtitles | لإنى أحتاج أن أعرف لماذا تعيشين مع هذا الكونت الشرير ؟ |
Sırf büyük süslü bir evde oturuyorsun ve süslü yemekler pişirebilen bir aşın var diye farklı bir insan olduğunu mu zannediyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين فقط لأنك ِ تعيشين في منزل كبير وفاخر ولديك ِ طباخ الذي يطبخ طعامك ِ الفاخر بأنك ِ شخص مختلف ؟ |
Bayan Dashwood, Devonshire'da yaşıyorsunuz! | Open Subtitles | أعتقد أنك تعيشين في ديفونشاير يا آنسه داشوود؟ نعم |
Geçen yıl, bir işin vardı ve erkek arkadaşınla beraber yaşıyordun. | Open Subtitles | حسناً, في العام الماضي كانت لديك وظيفة وكنت تعيشين مع صديقك |
Başka bir ülkede yaşamak ailen için hiç de kolay olmayacak. | Open Subtitles | لن يكن من السهل لعائلتك ان تجعلك تعيشين فى بلد اخرى |
Böyle güzel bir yerde yaşadığın için çok mutlu olmalısın. | Open Subtitles | يجدر بكِ أن تكوني سعيدة لكونكِ تعيشين في مثل هذا المكان الجميل |
- yaşadığın caddeye. - Biraz daha parkta daha dolaşmaya ne dersin? | Open Subtitles | إلى الشارع حيث تعيشين ماذا عن جولة آخرى حول الحديقة ؟ |
Bu senin eskiden yaşadığın yerin resmi. | Open Subtitles | انها صورة تمثل المكان التي كنتي تعيشين فيه. |
Daima birlikteyiz ve ben bir kadınla birlikte yaşadığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | نحن دائما معا و لا أعرف حت انك تعيشين مع امرأة |
Tamam,senin antikalar,hayaletler ve ölülerle dolu bir dünyada yaşadığını biliyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أنت تعيشين في عالم الأثريات والأشياء والأشخاص الأموات |
Hadi şimdi doğru eve. Nerede oturuyorsun,evladım? | Open Subtitles | الآن طفلتي عليكِ أن تعودين للبيت أين تعيشين ؟ |
Yanımızda oturuyorsun diye her istediğini yaparım sanıyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين بأنه يحق لك ان تفعلي ما تشائين لكونكِ تعيشين معنا |
Patnos burunlu çocuklarınla evimde bedava yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت خرقـاء كبيرة عديمة الفائدة تعيشين بالمجـان تحتي سـقفي ومعكِ حفنـة من الأطفال السفهاء |
Çünkü bunca zamandır onunla günah olduğunu bile bile yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | السبب سيدتي, أنك لا تقبلين أنك تعيشين في خطيئة معه طيلة هذا الوقت |
Yani, buradan önce nerede yaşıyordun? | Open Subtitles | أقصد أين كنتي تعيشين قبل الانتقال الى هنا ؟ |
Belki de yaşamak için seni harekete geçirecek doğru şeyi bulamamışsındır henüz. | Open Subtitles | ربما لم تجدي بعد المحفز المناسب الذي تعيشين من أجله |
Sen burada yaşamıyorsun. Diş fırçan bile burada değil. | Open Subtitles | أنتِ لا تعيشين هنا ليس لديك حتى فرشاة أسنان |
Sanki ben ölmüşüm gibi, sen yeni hayatını yaşarken nerelerdeydik? | Open Subtitles | أين نحن عندما كنت تعيشين حياتك الجديدة وتتظاهرين بأننى ميت |
Ritz'de mi kalıyorsun? | Open Subtitles | إذا , أنت الآن تعيشين في فندق ريتز |
Dedikoducu olduğunuzdan değil Burada oturuyorsunuz Gördüğünüz şeyler var. | Open Subtitles | ليس مسألة انشغالك لكنك تعيشين هنا وترين الأمور |
Söylemek istediğim şu, sevgilim: hayatını kendi istediğin gibi mi yaşayacaksın? | Open Subtitles | و ها نحن نصل إلى ذلك يا عزيزتى هل تعيشين حياتك بطريقتك ؟ |
Şu anda evinde, Ernest'le memnun mesut yaşıyor olman lazım. | Open Subtitles | من المفترض أن تكوني في البيت تعيشين حياة جميلة مع إرنست |
Umarım sonsuza kadar yaşarsın, deli kadın! | Open Subtitles | أتمني أن تعيشين للأبد , أيتها المجنونه الحمقاء |
Belki sen zevkli bir hayat yaşadın ama benim için kazmaktan iyi bu. | Open Subtitles | - ربما كنتي تعيشين حياه فمه و لكن بالنسبه لي فقد كنت احفر |
Bana nerede oturduğunu söyle çünkü orasının atölye sınıfı olmadığından eminim. | Open Subtitles | لذا اعلمينى اين تعيشين لانى اعلم انة ليس فى محل الاصلاحات |