O almadı. Aslında, o da çorbayı çok özlüyor! | Open Subtitles | إنها لم تمنعه، بالواقع إنها تفتقده أيضاً |
20 yıllık evlilikten sonra kalkmış ceviz kıracağını özlüyor. | Open Subtitles | عشرون عاما من الزواج و جل ما تفتقده هي كسارة البندق |
Biliyorum ki onu sen de özlüyorsun ama bu en çok beni etkiledi. | Open Subtitles | ،أعلم إنك تفتقده أيضا ، ولكن فى الحقيقه الأمر أكثر قسوه علىّ |
Karında ve annende eksik olan her şeyi bende bulduğunu hissettin. | Open Subtitles | لقد شعرت تجاهي بكل ما تفتقده في زوجتك و أمك |
Doğru söyle, Alv, ev hakkında özlediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | كن صادقاً ياإلف , هل هناك أي شئ تفتقده حول الوطن ؟ |
Onu özlediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك تفتقده و أعرف أنك تشعر بالذنب أيضاً |
Kadın ne kaçırdığını iyi biliyor olacak Yanı kaçırmamış olacak Teşekkür ederim Niles. | Open Subtitles | أنها لا تعرف ما يفوتها , ,أنها ستعرف بالضبط ما يفوتها لكنها لم تفتقده فقط |
Bahse girerim yinede özlüyorsundur, özellikle eski parayı. | Open Subtitles | اراهن أنك تفتقده مع ذلك خصوصاً المال القديم |
Onunla ilgili en güzel anılarımdan biri bu. Onu çok özlüyor olmalısın. | Open Subtitles | هذه إحدى أفضل ذكرياتي معه - لابد أنك تفتقده كثيرًا - |
özlüyor olmalısın. | Open Subtitles | يبدو انك تفتقده |
- Acaba babasını özlüyor mudur? | Open Subtitles | أتساءل عما إذا كانت تفتقده -من؟ |
Biliyorum ki onu sen de özlüyorsun ama bu en çok beni etkiledi. | Open Subtitles | أعلم إنك تفتقده أيضا، ولكن في الحقيقة الأمر أكثر قسوة على |
Onunla ilgili en çok neyi özlüyorsun? | Open Subtitles | ماهو الذي عندها تفتقده أكثر شيء ؟ |
Önemsiz bir şey ama cidden özlüyorsun. | Open Subtitles | إنّه لشيء صغير لكنّك تفتقده بحق |
Ya da annenin kanı bildiğimiz kandır ve bebekte eksik olan bir şeyi tamamlıyordur. | Open Subtitles | أو أنّ دم الأم مجرّد دم وهو يعوض شيئاً تفتقده الرضيعة |
Hayatımda neyin eksik olduğunu görmeme yardımcı olmanı takdir etmemin bir göstergesi olarak yerimi alarak senin terfi edilmeni önerdim. | Open Subtitles | كعربون شكر على مساعدتك ... في أن أرى ما كانت تفتقده حياتي اقترحت أن تتم ترقيتك بأن تحلي مكاني, تهانينا |
Biliyorum ama özlediğin yemek yok mu hiç? | Open Subtitles | أجل،ولكن الا يوجد طعام تفتقده من الديار؟ |
Yeni işini anlatıyor, onu ne kadar özlediğini, kart göndermediği için üzgün olduğunu... | Open Subtitles | تخبره كل ما يتعلق بعملها الجديد و كيف أنها تفتقده و اسفه هي لم ترسل بطاقة. |
Altı çatlak sayesinde bir ilişkide ne kaçırdığını görmek ister misin? | Open Subtitles | أتريد الإحساس بما تفتقده في علاقة مع 6 مجانين ؟ |
Onu özlüyorsundur. Hiç konuşmuyoruz. | Open Subtitles | لا بد و أنك تفتقده - نحن لا نتحدث أطلاقاً - |
Onu özledin. | Open Subtitles | انت تفتقده ، يمكنني قول هذا |
Büyük ihtimalle onu, onun seni özlediğinden daha çok özleyeceksin. | Open Subtitles | ربما سوف تفتقده أكثر من إفتقاده لك. |