Cephanen bitince dövüşemiyorsun bile. | Open Subtitles | ولا تستطيع أن تقاتل عندما تفرغ منك الرصاصات |
- Onu sabit hatta aktar. Bu şeyin şarjı bitiyor. | Open Subtitles | -صليني به علي الخط الأرضي البطارية تكاد أن تفرغ |
Onu devre dışı bırakalım ve sizin bu geminize gidelim... elimiz boş çıkma riskimiz de var. | Open Subtitles | قطعنا عليها ويذهب إلى هذه سفينة لك... نخاطر بالصعود بكلتا الأيدي تفرغ. |
Silahı kafasına boşaltmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | أنا أأمرك أن تفرغ كل طلقات المسدس بها |
Ben ücretli izindeydim ve senin yapacak daha önemli işlerin yok mu? | Open Subtitles | لقد كنت في إجازة تفرغ وأليس لديك أمور أكثر أهمية حالياً ؟ |
Masa boşalana kadar barda beklemek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تمانعون في الانتظار عند البار إلى أن تفرغ طاولة؟ |
Şimdi, gazeteyle işin bittiğinde, üst kata çık ve küvetimi ovala! | Open Subtitles | والآن عندما تفرغ من قراءة جريدتك إصعد إلى الطابق العلوي ونظف حوض الاستحمام |
Bu şişe boşaldığında kafasında kıracağım, ve sonra da onu temizliyeceğim. | Open Subtitles | عندما تفرغ هذه الزجاجة سأقوم بكسرها على رأسه ومن ثم بالقضاء عليه |
Şu anda üstüme bir şarjör boşaltsan, güven bana, yan odadaki adamı uyandıramazsın. | Open Subtitles | يمكنك ان تفرغ خزنة بى الان ولن توقظ الجيران |
Küçük periler bulaşık makinesini boşaltıyor. | Open Subtitles | جنيات صغيرة تفرغ غسالة الأواني جنيات صغيرة تعطي الأطفال واقي الشمس |
Burada işiniz bitince, su ısıtıcıları hakkında yardımcı olur musunuz? | Open Subtitles | عندما تفرغ منه، أيمكنك مساعدتنا بسخّان الماء؟ |
O çatının işi bitince şu oluğu da yerine sabitle. | Open Subtitles | عندما تفرغ من ذلك السقف، يمكنكَ أخذ هذا الميزاب وإعادة تثبيته |
Şarjım bitiyor." | Open Subtitles | بطاريات هواتفنا تفرغ |
Şarjım bitiyor." | Open Subtitles | بطاريات هواتفنا تفرغ |
Hayır, kurşunlarınız var ve silahlarınızın boş olduğunu fark ettiğinizde ölmüş olmama dair umudunuz var, çünkü hala yaşıyorsam silahlarınızı tekrar doldurmadan ölmüş olacaksınız. | Open Subtitles | -كلا، ما لديكم هو "رصاصات"، مع الأمل أنّه لما تفرغ أسلحتكم.. لن يمكنني الوقوف، لأنّي لو فعلتُ.. فستكونون جميعا ميّتين قبل أن تعيدوا تلقيمها. |
Acaba ceplerini boşaltmanı istememin sakıncası var mı? | Open Subtitles | لن ترفض لو طلبت منك أن تفرغ جيوبك؟ |
Beş yıl önce, ücretli izinimden sonra çalıştığım üniversiteye geri döndüm. | TED | قبل خمس سنوات ، كنت في إجازة تفرغ للبحث العلمي، ورجعت إلى جامعة الطب التي درست فيها. |
Hâlâ şarj etmek için tamamen boşalana kadar bekliyor musun? | Open Subtitles | ألاّ زلت تنتظر إعادة الشحن حتى تفرغ طاقتك ؟ |
Bizimle işi bittiğinde ne olacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | ما يحملني على التساؤل حول ما سيصيبنا حين تفرغ منّا |
Kum saati boşaldığında cadı geri dönecek. | Open Subtitles | الساحرة ستعود عندما تفرغ الساعة الرملية. |
Ceplerini boşaltsan iyi olur. Nesnelerden hoşlanmıyor. | Open Subtitles | يجب أن تفرغ جيوبك أنه لا يحب الأغراض |
Oswald'un kargo uçağı, yükünü Manchester'da boşaltıyor. | Open Subtitles | طائرة حمولة " آزولد " تفرغ البضاعة في " مانشستر " |
Arabayı boşaltır mısın? | Open Subtitles | امن الممكن ان تفرغ حمولة السيارة من فضلك؟ |
Tek bir mermi bile sıkarlarsa bu Bolşevik piçlerinin her birini devirmeni istiyorum. | Open Subtitles | و لتهجم عليهم ، إذا أصيبت الفتاة برصاصة أريدك تفرغ كل طلقاتك بأولئك البلاشفة الحقراء |
Kilometrelerce uzunluktaki limanda her yıl 30 milyon konteyner değiştirilmek, tekrar kullanılmak ya da depolanmak üzere boşaltılır. | Open Subtitles | عند رصيف المرفأ بطول كيلومتر الرافعات العملاقة تفرغ كل سنة 30 مليون حاوية |
Darlene, kızının bu yolculuk için olan bavullarını asla boşaltmadı. | Open Subtitles | دارلين لم تفرغ حقائب ابنتها من هذه الرحلة |
Sana sekiz milyon kere söyledim, kurutucuyu boşalttığın zaman biriken iplikleri atacaksın! | Open Subtitles | قلت لك 8 ملايين مرة حين تفرغ المجفف عليك أن تنظف الزجاج |