Seni kapsülle geri götürür. Beni düşünme, başka şeyler... | Open Subtitles | سوف يعيدك الى الارض فى الكبسولة لا تفكرى فىفكرى فى |
Ama sakın bunun o kadar kolay olduğunu düşünme. | Open Subtitles | لكن لا تفكرى و لو لدقيقه واحده أن ذلك كان سهلا |
Geleceği düşünmelisin canım, geçmişi değil. | Open Subtitles | يجب ان تفكرى فى المستقبل يا عزيزتى وليس الماضى 00: 02: 55,860 |
Ruth, kendini düşün, kocanı düşün. | Open Subtitles | روث لابد أن تفكرى فى نفسكِ , فكرى فى زوجكِ |
Şimdi, ben köşemi yazarken, senin en az 600 tane yapılacak eğlenceli şey düşünmeni istiyorum, çünkü günümün geri kalanı tamamen senin. | Open Subtitles | والان ، اثناء كتابتى للمقال عليك ان تفكرى على الاقل فى 600 شئ مضحك لتفعليه، لان باقى اليوم لك وحدك |
Koyarken iki kere düşünmek lazım. | Open Subtitles | فلابد أن تفكرى مرتين حينما تقومين بوضعهما |
Yokluğunda annen ve babanın acı çekeceğini hiç düşünmedin mi? | Open Subtitles | ألم تفكرى كم سيعانى أهلك المساكين فى غيابك؟ |
Tamam şimdi onu eve çağırırken aklından neler geçtiğini konuşabiliriz. | Open Subtitles | الآن نحن يُمْكِنُ أَنْ نُناقشَ لماذا من المحتمل أن تفكرى. |
Ama sakın bunun o kadar kolay olduğunu düşünme. | Open Subtitles | لكن لا تفكرى و لو لدقيقه واحده أن ذلك كان سهلا |
Bugün ilk günün diye sana sataşmayacağını düşünme. | Open Subtitles | لا تفكرى لأنه يومك الاول سوف تكون سهله عليكى |
Bu yüzden, uçmayı düşünme bile. Hava alanında rezil olursun. | Open Subtitles | بالتالى لا تفكرى فى الهرب فستحرجين بالمطار |
Şimdi, merdivenden başka bir şey düşünme. Devam et, Nonnie. | Open Subtitles | لا تفكرى بأى شىء سوى السلم هيا نونى |
Arada bir karşındaki insanın neler yaşadığını düşünmelisin. | Open Subtitles | فيما بعد يجب ان تفكرى فيما يمر به شخص اخر |
Belkide birazda kendin hakkında düşünmelisin | Open Subtitles | . ربما أنتى يجب أن تفكرى فى الموضوع بدلاً من نفسك |
Ama zafer sarhoşluğuna, ya da senin durumunda sadece sarhoşluğa, kapılmadan önce yaptığımız anlaşmayı bir düşün istersen. | Open Subtitles | قبل أن أعرفك كانت أحوالى فى تصاعد دائم و لكن معك أنحسر رويداً رويداً ربما عليك أن تفكرى فى الإتفاق الذى بيننا |
Ama bir düşün, hayatına son zamanlarda giren oldu mu? | Open Subtitles | لكنى احتاجك ان تفكرى هل دخل اى اشخاص جدد حياتها مؤخرا ؟ |
Bu senin iki defa düşünmeni sağlayacak. | Open Subtitles | سوف اعلمك ان تفكرى قبل ان تلمسى الخمرة خاصتى |
Başka bir şey düşünmeni istemiyorum. Bu senin hakkın. | Open Subtitles | لا أريدك أن تفكرى بخلاف هذا أنه حقك |
Seni anlıyorum. Benden etkileniyorsun. Beni düşünmek istemediğin zamanlarda bile beni düşünüyorsun. | Open Subtitles | و صلتُ لكَ،ووجدتى نفكش تفكرى بي كثيراً أنتِ تفكرى بي حتى عندما ترديى أن لا تفكرى بي. |
Bütün gününü uçakta geçirdin ve bunu hiç düşünmedin mi? | Open Subtitles | لقد امضيتى يوم كامل على متن طائرة و لم تفكرى فى هذا اطلاقا ؟ |
Bayat kahveyi ve lokmayı sadece aklından geçirebilirsin. | Open Subtitles | عليك فقط أن تفكرى بشأن القهوة الفاسدة والكعك |
Bu patlamalar sona erene kadar, onu karantinaya geri götürmeyi düşündün mü hiç? | Open Subtitles | ألم تفكرى مطلقاً بشأن إعادتها إلى الحجر الصحي حتى تنتهى هذه المشكلة ؟ |
O sigarayı yakmayı düşünmeyin bile, Bayan Venable. | Open Subtitles | لا تفكرى حتى بإشعال هذه اللفافة سيدة "فانيبل" |
Biliyorum, anne. Lütfen takdir etmediğimi sanma. | Open Subtitles | نعم يا أمى ، أعرف ذلك و أرجو ألا تفكرى أننى غير ممتنة |
Hayır, onu tanımıyorum. İyice düşünmeğe çalışın, madam. | Open Subtitles | لا, انا لا اعرفه حاولى ان تفكرى بحرص يا سيدتى |
- Bence senin tek düşündüğün bu. - Bu doğru değil. Birçok şey hakkında düşünebiliyorum. | Open Subtitles | ـ أعتقد أنه كل ما تفكرى به ـ هذا غير صحيح، أنا أفكر فى كثير من الأشياء |
Fotoğraf çekilirken ne düşündüğünü hep merak etmiştim. | Open Subtitles | لقد كنت دوماً أتسائل فيما تفكرى به فى هذا الوقت. |
İstersen aşı olurken deniz atlarını düşünebilirsin, ne dersin? | Open Subtitles | لكن ما رأيكِ عندما يحين وقت الحقنة أن تفكرى فى فرس البحر؟ |