Oturma odasını sarıya boyamışsın. Ne düşünüyorsun, seni pasaklı inek? | Open Subtitles | طلاء غرفة المعيشة باللون الأصفر، بماذا تفكّرين أيّتها البقرة الموحلة؟ |
Sana çok paraya ve zamana mal olacak bir şey için burayı değiştirmeyi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | تفكّرين في إستبداله قبل أن تسرعي إلى ثمّة ما قد يكلّفك ما هو أكثر من وقتك |
Sana çok paraya ve zamana mal olacak bir şey için burayı değiştirmeyi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | تفكّرين في إستبداله قبل أن تسرعي إلى ثمّة ما قد يكلّفك ما هو أكثر من وقتك |
Bak, gelmek istediğini veya en azından biraz beni düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | انظري, أعلم أنكِ تريدين الذهاب أو على الأقل تفكّرين بي قليلاً. |
Aklından geçenler şunlar burada, bu iki dünya arasında olmak çok kolay. | Open Subtitles | أنت تفكّرين بأن البقاء هنا أسهل أن تكوني بين مكانين |
Bunu izlerken ne düşünüyordun? | Open Subtitles | بمَ كنتِ تفكّرين حينما كنتِ تشاهدين البرنامج؟ |
O mavi renkten kurtulmak için ne yapmayı düşünüyorsun? | Open Subtitles | والآن, بِمَ كنتِ تفكّرين, الحصول على شعرٍ أزرق؟ |
Tamam belki, ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | حسناً، ربما. لماذا. ما الذي تفكّرين فيه؟ |
Ve isim hakkında ne düşünüyorsun bilmiyorum ama birkaç fikrim var. | Open Subtitles | ولا أعلم ما تفكّرين بشأن الأسماء.. لكن لدي بضعة أفكار |
Kablumbağa savaşçısı olmayı düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تفكّرين أن تكوني محاربة سلاحف، أليس كذلك؟ |
- Bu işin daha da garipleşemeyeceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | تفكّرين أنّ هذا العمل لا يمكن أن يزداد غرابة؟ نعم. |
- En azından beni düşünüyorsun. - Sanırım mesajlarımı aldın. | Open Subtitles | أقلُّه تفكّرين بي، أفهم أنّك تلقّيت رسائلي. |
Evet, sakın söyleme. Ne düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أجل، ولا داعي لأن تقولي هذا لأنني أعرف ما تفكّرين به |
Şehirden ayrılacağını ciddi ciddi düşündüğünü ona söylemedin ve bu durum onun hayatını alt-üst edecek bir şey ve özellikle Oliver'ın da. | Open Subtitles | لم تخبريه أنكِ تفكّرين جدياً بترك المدينة، وحقيقة أنّ ذلك سيؤثّر على حياته لكن بالتحديد على حياة أوليفر |
3 ay boyunca bu şeyin içinde boğuldum ben. Aklından ne geçiyordu? | Open Subtitles | أمضيت 3 أشهر أغرق داخلها، فيمَ تفكّرين بحقّ السّماء؟ |
O cadıya karşı pes etmeyi nasıl olur da Aklından geçirirsin? | Open Subtitles | كيف تفكّرين حتّى بالإذعان لتلك الساحرة؟ |
Dur, gerçekten böyle mi düşünüyordun... - ...yoksa benim fikrime mi atladın? | Open Subtitles | لحظة، هل ذلك ما كنتِ تفكّرين فيها حقاً، أم أنّكِ سرقتِ فكرتي للتو؟ |
Hala kat danışmanı olmayı düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل مازلتي تفكّرين بشأن أن تكوني مستشارة مقيمة؟ |
Daha sonrası için, bu kelime düşündüğün anlama gelmiyor. | Open Subtitles | للمرجع المستقبلي، تلك الكلمة لا تعبّر عمّا تفكّرين به |
Tahminim bütün bu banliyö hayatı seni basmakalıp düşünmeye zorluyor. | Open Subtitles | أعتقد أن العيش في الضواحي جعلكِ تفكّرين بشكل أرقى |
Bir kerecik olsun neden kendinden başka birini düşünmüyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تفكّرين في أحدِ ما خلاف نفسكِ و لو لمرّةٍ واحدة، حسناً؟ |
Aklında bir sonraki aşkın için birisi var mı? | Open Subtitles | هل تفكّرين في الشخص الذي ستعجبين به لاحقاً؟ |
Her ne düşünüyorsan,bu işe yaramayacak. | Open Subtitles | أنظري ، مهما كان ما تفكّرين فيه فلن ينجح |
Ne düşündüğünüzü biliyorum anne fakat başımızın üstünde yeriniz var. | Open Subtitles | أعرف بما تفكّرين به، أمي. لكن مرحّب بكما فوق العادة بمنزل أي أحد منّا. |
Düşünecek pek bir şey yok. | Open Subtitles | وتغيريه إلى وزير. هذا ليس ما تفكّرين فيه هنا. |
Ama bunun üzerine gerçekten düşündüğünde çocukların evlerinin neresi olduğunu bilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن عندما تفكّرين في الأمر حقاً، يجب أنْ يعلم الولدين أين هو البيت. |
Sende aynı şeyi düşünmediğini söyleme bana! | Open Subtitles | أخبريني بأنّكِ لا تفكّرين في نفس الشيء الذي أفكّر فيه |
Umarım düşüncesizce şeyler yapmayı düşünmüyorsundur. | Open Subtitles | آمل أنّكِ لا تفكّرين بفعل شيء متهوّر |