Bir kaderim var derken ne demek istediğini sonunda anladım galiba. | Open Subtitles | كما تعلمين , أخيراً تفهمت ما قصدتيه عن إمتلاك قَدَر |
CQ: Lauran'la konuşunca sadece neden yürüyüşe önem verdiğini değil neden oğullarını götürdüğünü de anladım | TED | كيتلين: بعد التحدث مع لورين، تفهمت ليس فقط سبب شعورها بأهمية المشاركة في المسيرة، وإنما أيضا سبب اصطحابها لأولادها معها. |
Neden bu kadar üzgün olduğunu anlıyorum. Bu araba onun bir ayağı gibiydi. | Open Subtitles | لقد تفهمت لماذا كانت هي كانت غاضبة بهذا الشكل |
Önceleri babamdan nefret ediyordum ancak şimdi anlıyorum ki, amacı beni eğitmekmiş. | Open Subtitles | اعتدت علي كرهه لكني الآن تفهمت انه كان يدربني |
Ama Gloria Tanrısal miras işini harfi harfine anladı. | Open Subtitles | لكن غلوريا تفهمت قضية الملكوت السماوي حرفيا |
-Baba karım anlıyor. İşlerin yürümesi daha önemli. | Open Subtitles | هي تفهمت ذلك المحافظة على سير العمل أهم بكثير |
İçinde bulunduğun durumu ona da açıklamak zorundaydım. O da anlayış gösterdi. | Open Subtitles | كان عليّ أن أوضح لها بعض الأمور بخصوصك، وهي تفهمت |
Onu anlıyordum. Ama bunu kabul edemedim. - O yüzden ben de Margaret'a ulaştım. | Open Subtitles | -لقد تفهمت الأمر , لكنى لم أوافق عليه , لذلك وصلت لـ "مارجريت ". |
Neyin seni bu kadar sevindirdiğini söyleyecek misin? Önemli bir şey değil. Anlayışın için teşekkürler. | Open Subtitles | رائع هل ستخبريني ما الذي يجعلك سعيدة هكذا لاشئ شكرا لانك تفهمت الأمر 369 00: |
Pekâla, işin garibi anladım. | Open Subtitles | حسنا، من العجيب أنني تفهمت موقفك |
Hayır, dinle... anladım. | Open Subtitles | كلا ، إستمعي ، لقد تفهمت الأمر |
Peki, diyelim ki bunu anladım. | Open Subtitles | حسنا, دعنا نقول انني تفهمت ذلك |
Bunu istediğimi söylemiyorum ama bunu anladım. | Open Subtitles | لا أقول بأنني أحببتها, ولكنني تفهمت |
Zaman zaman arkadaşlarımla kavga etsemde, anlıyorum yani. | Open Subtitles | انا غالبا اقوم بفعل الاشياء البشعة مع زملائي ولكنني تفهمت الامر |
Tamam, bu çok garip ama seni anlıyorum. | Open Subtitles | حسنا، من العجيب أنني تفهمت موقفك |
Bana söylediğin yalanların kimliğini korumak için olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | تفهمت أن كذبك علي كان لحماية هويتك. |
Kendisine bunu neden söylemek istediğimi anladı. | Open Subtitles | لقد تفهمت لماذا أردت أن أخبرها بذلك. |
Babama direnmiştim ve o da nedenini anladı. | Open Subtitles | لقد وقفت في وجهه وهي تفهمت السبب |
anladı mı? | Open Subtitles | هل تفهمت الوضع ؟ |
-Baba karım anlıyor. İşlerin yürümesi daha önemli. | Open Subtitles | هي تفهمت ذلك المحافظة على سير العمل أهم بكثير |
Bayan Scott bile evlenmemiş ve çocuğu olmamanın seni hasarlı mal yapmadığını anlıyor. | Open Subtitles | حتى السيدة سكوتي تفهمت الأمر كونك أبتر و غير متزوج لا تجعلك تضرر بالناس |
anlayış gösterdi, o yüzden bizimle öğle yemeğinde buluşacak. | Open Subtitles | لقد تفهمت الأمر, لذلك ستقابلنا لاحقاً على الغذاء |
anlıyordum. | Open Subtitles | وقد تفهمت الأمر. |
Anlayışın için çok teşekkürler. | Open Subtitles | أنا مسرور أنك قد تفهمت الأمر |