Bir süre sonra onun da öldüğüne dair mektup aldım. | Open Subtitles | و بعد وقت قليل تلقيت رسالة تفيد بموته هو ايضا |
Dairenin dolu olduğuna dair bir mesaj gelmedi çünkü bana. | Open Subtitles | لأنني لم أحصل على رسالة تفيد بأن الشقة محجوزةٌ اليوم |
Belli bir yere belirli bir saatte gidersek boyuta girecegimize ve belirli bir kisiyle görüsecegimize dair güçlü belirtiler bulmustu. | Open Subtitles | وتلقت تعليمات تفيد أننا إذا ذهبنا إلى مكان معين وفي وقت معين فسندخل إلى البعد وسنتواصل مع شخص معين |
Eğer topluma faydası olmayacaksa, gazeteciliğin mahiyeti nedir ki? | TED | ما هو جوهر الصحافة إذا كانت لا تفيد المجتمع؟ |
Burada orayı henüz ele geçirmediğimizi gösteren bir harita var. | Open Subtitles | لدى خرائط هنا تفيد بأننا لم نحتل هذا المكان بعد |
O mesajı hâlâ almadılarsa zaten, birkaç gün de işe yaramaz. | Open Subtitles | إذا لم يفهمو الرسالة اللعينة بعد, عدة أيامٍ إضافية لن تفيد. |
Bu kayıtlar sizin kazançlarınızı geri verip gitmeniz gerektiğini gösteriyor. | Open Subtitles | هذه الأشرطة تفيد بأن عليك أن تأخذ أرباحك وتغادر الولاية |
Kaçırılan birkaç kişi ile görüştüm en azından öyle söyleyen kişilerle... | Open Subtitles | تحدثت مع أشخاص معينين تعرضوا إلى الاختطاف على الأقل تفيد مزاعمهم |
Ve bu kasetler, kazancınızı alıp bu eyaleti terk etmenizi söylüyor. | Open Subtitles | هذه الأشرطة تفيد بأن عليك أن تأخذ أرباحك وتغادر الولاية |
Belli bir yere belirli bir saatte gidersek boyuta gireceğimize ve belirli bir kişiyle görüşeceğimize dair güçlü belirtiler bulmuştu. | Open Subtitles | وتلقت تعليمات تفيد أننا إذا ذهبنا إلى مكان معين وفي وقت معين فسندخل إلى البعد وسنتواصل مع شخص معين |
Ama LSDM'nin, aşırısına maruz kalmana rağmen, seni etkilediğine dair fazla bir fiziksel kanıt yok. | Open Subtitles | و لكني وجدت أدلة فسيولوجية قليلة تفيد بتعرضك لحمض الليسرجيك بطريقة سامة حتى بعد التعرض لها بكميات كبيرة |
Tanığın burada olmadığına dair bir not geçti. | Open Subtitles | لقد تلقيت للتو مذكرة تفيد بأن الشاهد ليس مستعداً للظهور |
Sokaklara uyuşturucu sattığına dair söylentiler var. | Open Subtitles | تفيد الشائعات بأنه يتاجر بالمخدرات في الشوارع، ألديك تعليق؟ |
Unutkan olduğuna dair şikayetler aldım, bazı şeyleri gözden kaçırıyor. | Open Subtitles | وصلتنى تقارير تفيد أنه كان كثير النسيان تفوته أشياء |
Kazim'in askerlerini harekete geçirdiğine dair bilgi aldım ve çöle doğru ilerliyorlar. | Open Subtitles | حصلت على معلومات تفيد أن كاظم أخذ قواته وتوجه إلى الصحراء |
Birisini heyecanlandırmak için anılarını kullanmanın faydası budur. | Open Subtitles | تلك تفيد في استخدامها فقط في ذكرياته لإثارة نفسه |
Verimli bir şekilde dağıttığın o minik hapların Bayan Louganis'e faydası olmayacak. | Open Subtitles | تلك الحبوب التي توزعينها باهتمام لن تفيد الفتاة السباحة |
Davanın sonunda, içki sorununuz olduğunu gösteren raporlar var. | Open Subtitles | ألم يعاقبوك بما فيه الكفايه لشيء انت لم تفعله كان هناك تقارير تفيد بانك في النهايه كنت تعاني من مشاكل الشراب |
Davanın sonunda, içki sorununuz olduğunu gösteren raporlar var. | Open Subtitles | كان هناك تقارير تفيد بانك في النهايه كنت تعاني من مشاكل الشراب |
İğneleyici söz, ayıplamak veya küçümsemek işe yaramaz. | TED | لن تفيد السخرية ولا الفضيحة ولن يفيد الازدراء. |
Bu eşyalar, alın terinizle çalışıp kazandığınız paralarınızı o adamın cebine sokmaktan başka bir işe yaramaz. | Open Subtitles | هذه المواد لا تفيد شيئاً، سوى ملء جيوب ذاك الرجل بأموالكم التي تكسبوها عن كدٍ. |
Raporlar, bu savaşın, dünyanın her yerinde aynı sonuçlarla tekrarlandığını gösteriyor. | Open Subtitles | التقارير تفيد بأن هذه المعركة تكررت في أنحاء مختلفة من العالم بنفس النتائج |
Tamam güzel. Uyarıyı aldığımızı ve tuşlamayı iptal ettiğimizi söyleyen bir mesaj yollayalım. | Open Subtitles | إبعثوا برسالة تفيد بأننا تلقينا تحذيرهم وأوقفنا تشغيل البوّابة |
Üç şahit ifadesi hepside polis memurunun bir gence sebepsiz saldırdığını söylüyor. | Open Subtitles | لدينا إفادات من 3 شهود تفيد كلها بأن اعتداء الشرطي على الشاب كان غير استفزازي |
Elimde doktorunun bu durumu belirten yeminli beyanı bulunuyor. | Open Subtitles | لديّ هنا شهادة خطية تحت القسم من طبيبها تفيد ذلك. |
Bu alıştırmalarla birlikte bazı doktorlar uykuya yardımcı olacak ilaçlar öneriyor, ancak bu ilaçların her durumda yardımı dokunmuyor. | TED | فضلاً عن هذه الممارسات، يقوم بعض الأطباء بوصف أدوية تساعد على النوم. لكن لا توجد أدوية موثوقة تفيد في كل حالات. |