| Eyaletteki en zengin ilköğretim okulunun üstünde duruyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تقفون على سقف أثرى مدرسة ابتدائية بهذه الولاية |
| On üç yıl oldu ama sizler sanki dün gibi burada, karşımda duruyorsunuz. | Open Subtitles | ... مضى ثلاثة عشر عاما و الآن تقفون أمامى كما لو كنا بالأمس |
| Siz de burada dikilip, karides içip meni tadı hakkında konuşuyorsunuz. | Open Subtitles | وأنت يا رفاق تقفون بالجوار , تشربون الجمبري وتتحدثون عن كيف يكون طعم المَنِي |
| Muhtemelen bunun farkına varmadın fakat durduğunuz bu yerin tarihi bir geçmişi var. | Open Subtitles | ربما أنتم لا تلاحظون ذلك لكنكم جميعاً تقفون قريباً قليلاً من تاريخ مضى هنا |
| O zaman ne diye dikiliyorsunuz? | Open Subtitles | أذن لماذا أنتم الأثنان تقفون في الانحاء ؟ |
| Yine de cenaze giysilerinizle burada dikilmiş, akbabalar gibi bir başka ceset daha bekliyorsunuz. | Open Subtitles | ومع ذلك تقفون هنا بملابس العزاء مثل النسور ، تنتظرون جثة أخرى |
| Karşımda durmaktasınız, başlangıç sonrası gerilen tazılar gibi! | Open Subtitles | أراكم تقفون مثل الكلاب في المنزلقات تتجهزون للبدأ |
| Yani, en kötü kabusunuzu, aynı iğrenç kansere yirminci defa yakalanıyormuş gibi yeniden yaratıyor orada öylece duruyorsunuz ve birden farkediyorsunuz ki... | Open Subtitles | أقصد أنكم تعيدون خلق أسوأ الكوابيس المحتملة بسبب هذا السرطان للمرة العشرين و تقفون و تدركون فجأة |
| Yani, en kötü kabusunuzu, aynı iğrenç kansere yirminci defa yakalanıyormuş gibi yeniden yaratıyor orada öylece duruyorsunuz ve birden farkediyorsunuz ki... | Open Subtitles | أقصد أنكم تعيدون خلق أسوأ الكوابيس المحتملة بسبب هذا السرطان للمرة العشرين و تقفون و تدركون فجأة |
| Ama şu anda, sonsuz bağlılığınıza erişmeye hazır bir şekilde önümde duruyorsunuz. | Open Subtitles | لكنكم الآن تقفون هنا أمامي مستعدين لأن تقوموا بالتزام لطوال حياتكم |
| Bir ideal uğruna mı bu soğukta duruyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم تقفون هنا في هذا البرد من أجل فكرة ؟ |
| Ne diye öyle duruyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تقفون ؟ ابدأوا بعزف الموسيقى |
| - Geri çekilin. - Ne duruyorsunuz be? | Open Subtitles | ـ تراجعوا ـ لماذا تقفون جميعكم هنا؟ |
| Memur bey, orada dikilip durmayın öyle. | Open Subtitles | أيها الضباط أنتم تقفون هنا بلا داعى |
| Evimin önünde dikilip ailemle dalga mı geçiyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم تقفون بممري تسخرون من عائلتي؟ |
| Orada dikilip duvara yaslanıyorsun. | Open Subtitles | وأنتم في مكانكم هناك، تقفون عليها. |
| Üzerinde durduğunuz zemin erimiş lava dönüşecek. | Open Subtitles | الأرض التي تقفون عليها سوف تتحول إلى حمم منصهرة |
| Hepimiz ifade özgürlüğünü savunuruz, bu çok güzel bir şey fakat tekrar edip durduğunuz sadece bu cümleyse daha verimli bir sohbetin önünü tıkıyorsunuz demektir. | TED | انظروا، نؤيد جميعًا حرية التعبير، إنه لرائع تأييد حرية التعبير، لكن إن كان هذا كل ما تعرفون قوله مرارًا وتكرارًا، فأنتم تقفون في طريق نقاش أكثر إيجابية. |
| Tam durduğunuz yerde yepyeni bir kasaba göreceksiniz. | Open Subtitles | سترون بلدة كاملة جديدة حيث تقفون |
| Neden hepiniz bir şey yapmadan orada dikiliyorsunuz. | Open Subtitles | لماذا تقفون جميعكم هنا ولا تفعلون شيئاً ؟ |
| Peki, siz hepiniz niye dikiliyorsunuz? | Open Subtitles | حسناَ، لما تقفون جميعكم هنا؟ |
| hepiniz böyle ayakta dikilmiş ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا الذي تفعلونه؟ فقط تقفون هنا هكذا؟ |
| Siz eskiden Muppet denilen kişiler, özel arazimde durmaktasınız! | Open Subtitles | أيها الفنانون ...المعروفون سابقاً بالدُمي تقفون على ملكية خاصة |
| Aksi taktirde hepiniz tüm gün ve gece burada böyle dikilirsiniz. | Open Subtitles | او سوف تقفون هنا لو ظل ذلك طول النهار واليل؟ |