Çok fazla endişeleniyorsun. Bizim insanlarım yüzyıllardır bu kısa yoldan gidiyorlar. Bu da bizim hatırladığımız süre boyunca hep yolumuz olmuştur. | Open Subtitles | أنت تقلق كثيراً ، لقد سلك شعبنا هذا الطريق المختصر لقرون عديدة وكان طريقنا منذ زمن سحيق |
fazla endişeleniyorsun. | Open Subtitles | انت تقلق كثيراً |
fazla endişeleniyorsun. | Open Subtitles | أنت تقلق كثيراً |
Çok endişeleniyorsun. Biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم أنك تقلق كثيراً أنت تعلم هذا |
İyi günlerimde oldu kötü günlerimde... Ama bu kadar endişeli durma, bugün ölmüyorum. | Open Subtitles | , مررت بأيام جيدة وأيام سيئة لكن لا تقلق كثيراً |
Bu kadar endişelenme. | Open Subtitles | لذا لا تقلق كثيراً |
Çok fazla endişeleniyorsun. | Open Subtitles | إنّك تقلق كثيراً |
Çok fazla endişeleniyorsun. | Open Subtitles | أنت تقلق كثيراً |
Sara'ya dikkatli olması için yalvardım ama o "Baba, çok fazla endişeleniyorsun" dedi. | Open Subtitles | توسّلتُ من (سارة) أن تكون حذرة، لكنّها قالت: "أبي، أنت تقلق كثيراً". |
- fazla endişeleniyorsun. | Open Subtitles | أنت تقلق كثيراً |
- Çok fazla endişeleniyorsun. | Open Subtitles | -انت تقلق كثيراً |
- fazla endişeleniyorsun. | Open Subtitles | -أنت تقلق كثيراً |
fazla endişeleniyorsun, Yarbay Mitchell. Beni duyabiliyor musun? | Open Subtitles | أنت تقلق كثيراً أيها المقّدم (ميتشل) |
Çizgi filmdekiler gibisin Çok endişeleniyorsun. | Open Subtitles | إنك أشبة بالرسوم المتحركة. تقلق كثيراً. |
Çok endişeleniyorsun, Ali Han. | Open Subtitles | أنت تقلق كثيراً يا (علي خان) |
- Baba, o kadar endişeli durma. İyiyim ben. Kendimi çok iyi hissediyorum. | Open Subtitles | أبي، لا تقلق كثيراً أنا بخير، بحالِ أفضل |
Bu kadar endişelenme. | Open Subtitles | لا تقلق كثيراً |
Bu kadar endişelenme. | Open Subtitles | لا تقلق كثيراً |
Bu kadar endişelenme. | Open Subtitles | لا تقلق كثيراً |