Hayır, değilsiniz. O senden nefret ederdi. Bunu ben yaptım. | Open Subtitles | كلا ، لقد كانت تكرهك ، لقد جعلت هذا يحدث |
Artık senden nefret ediyor. İnsanlar onları terk ettikten sonra iyilik yapmazlar. | Open Subtitles | هي تكرهك الآن، الناس لا يسدون لك الخدمات بعد أن تهجرهم |
Sen "Romper Room"daki bayanın senden nefret etmesinin sebebini sihirli aynasından seni hiç görememiş olması sanıyordun. | Open Subtitles | انت تعلمين انها تكرهك لأنها لم تمر عبر مرأتك السحرية |
Bu tam olarak bir çeşit saçmalık bu yüzden insanlar sizden nefret ediyor... ibne kıçlılar. | Open Subtitles | إن هذا الكلام الفارغ بالضبط هو الذي يجعل الناس تكرهك أحمق |
senden nefret ederdi. Bunu dikkate almalıydım. | Open Subtitles | كانت تكرهك كان يجب ان اضع ذلك فى اعتبارى |
senden nefret etti. Tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | كانت تكرهك كان يجب ان اضع ذلك فى اعتبارى |
Galway'li bebeğime. Ailemi ziyaret ettiğin için bir meleksin. Annemin senden nefret etmediğini söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن أمي لا تكرهك كما تتصورين، حسناً، بمعنى أصح أنها لم تعد تكرهك. |
Phyllis senden nefret ettiği için özür dilerim zaten herkesten nefret ediyor. | Open Subtitles | أنا متآسف جدا لأن فيليس تكرهك وتكرهك أنت أيضا يا صديقي |
Acınacak bir pislik olduğunu ve senden nefret ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد قالت أنك وغد مثير للشفقه و أنها تكرهك |
İnsanlar senden nefret etmeye başladıklarında farkında bile olmayacaksın. | Open Subtitles | وأنت لن تدرك حتي عندما الناس تبدأ تكرهك. |
Şu senden nefret eden süper yalancı, kıskanç bayanı köşeye sıkıştırmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نلمح لتلك السيدة الفائقة في الغيرة المزيفة التي تكرهك |
Tamam, biraz doğruluk payı var ama hâlâ senden nefret ettiğini sanıyorsan yanılıyorsun çünkü öyle olsa neden seni yemeğe davet etmemi söylesin ki? | Open Subtitles | إنّه صحيحٌ قليلاً لكنْ إنْ ظننتها ما تزال تكرهك فأنتَ مخطئ لمَ عساها تطلب منّي أنْ أدعوك للغداء إذاً؟ |
Bunu yapmak isteseydim hemşirelerin senden nefret ettiğini söylerdim. | Open Subtitles | حسنا ان اردت فعل ذلك لأخبرتك كم تكرهك الممرضات |
Ya benden çok hoşlanıyor ya da senden gerçekten nefret ediyor. | Open Subtitles | لذلك، إما أنها تحبني جداً أو أنها تكرهك جداً |
Chan Young seni kolundan tutup götürdü. Rachel zaten senden nefret ediyor. | Open Subtitles | تشان يونغ قام بمسكك من معصمك و راشيك تكرهك من اللحظة التى راتك بها |
Ailen senden nefret ediyor ülkenin seninle bir işi kalmadı polis seni arıyor ama benim önce seni öldürmem gerekiyor. | Open Subtitles | عائلتك تكرهك وطنك سأم منك الشرطة تبحث عنك |
senden nefret ediyor. Ama sana söyleyemeyecek kadar nazik. | Open Subtitles | انها تكرهك وهي لطيفه جدا لكي لا تخبرك |
Senden de nefret ediyordu. | Open Subtitles | وكانت تكرهك ايضا قالوا لك انها تعرضت لحادث سير |
Sevmek bir yana,insanlar senden ancak nefret eder. | Open Subtitles | أنت تستطيع أن تجعل الناس أن تكرهك وليس تحبك |
Sana bir anda tutuldu, hemen de nefret etti. | Open Subtitles | في لحظة كان لديها أيدي مغناطيسية ولحظة أخرى تكرهك. |
Senden korkuyor, ama nefret etmiyor. Neyimden korkuyor? Belki de aramızda hâlâ devam eden bir şey var zannediyor. | Open Subtitles | ـ هي لا تكرهك ـ تخاف من ماذا؟ لعلها تظن أن ثمة شيء بيننا .الا |