ويكيبيديا

    "تكره ذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Bundan nefret
        
    • nefret eder
        
    • nefret ederdi
        
    Pekala, Bundan nefret ettiğini biliyorum... ama sadece benimle kal, tamam mı? Open Subtitles لقد كنتُ إفكّر حول علم النفس من كلّ هذا أعلم أنّكَ تكره ذلك ولكن وافقني هنا ، حسناً؟
    İş dünyası Bundan nefret eder. Bunu müşteri terimleriyle açıklayayım. Open Subtitles الشركات تكره ذلك - دعني أضعها من حيث الاعتبار -
    Bak, Bundan nefret ettiğini biliyorum, Ope ama bir bilemedin belki iki yıl daha bu işi yapabilirim. Open Subtitles أعرف أنك تكره ذلك لكن لدي ربما سنة في هذا المجال
    Kapıyı kilitlemeyi herzaman unutuyorum, ve Bundan nefret ettiğini biliyorum. Open Subtitles لأنني أنسى دائماً أغلاق الباب وأعرف أنك تكره ذلك
    Fareler bu ışıktan nefret eder ve kaçmaya ve resimde okla işaretli deliği bulmaya çalışır. Deliğin altında içinden rahatlıkla kaçabilecekleri bir tüp vardır. TED والفئران تكره ذلك وتحاول الهرب، والعثور على الحفرة المشار إليها بالسهم، حيث يوجد أنبوب في الأسفل يمكنها الهرب من خلاله والاسترخاء في الحفرة المظلمة.
    Clara beslenmesine dikkat eden biri değildi, ama o tür şeylerden de nefret ederdi. Open Subtitles كلارا " لم تكن بهذا الذكاء " بشأن الحميات الغذائية أيضاً لكنها كانت تكره ذلك
    Annem Bundan nefret ederdi. Şöyle dediğini hatırlıyorum: Open Subtitles أمي كانت تكره ذلك, اعتادت أن تقول:
    Bundan nefret ettiğini biliyorum. Open Subtitles أعرف بأنّكَ تكره ذلك
    Bundan nefret ettiğinizi biliyorum. Open Subtitles أعلم أنكَ تكره ذلك.
    Ama Rebacca Bundan nefret eder, çünkü artık büyük bir kız olduğunu düşünüyor. Open Subtitles لكن، (ريبيكا) تكره ذلك لأنّها تريد أنّ تشعر بأنّها كبيرة.
    Rory, Amy, çok büyük bir paradoks yarattık ve Tardis Bundan nefret ediyor. Open Subtitles (روري)، (ايمي)، لقد صنعنا مفارقة ضخمة و التارديس تكره ذلك إنها تلغي نفسها و تحاول الخروج
    Kadınlar Bundan nefret eder. Open Subtitles المرأة تكره ذلك
    Üniversiteler Bundan nefret eder. Open Subtitles الكليات تكره ذلك.
    Ancak karım Bundan nefret ediyor. Open Subtitles زوجتي تكره ذلك.
    - Bundan nefret ediyorsun, anlıyorum. - Spencer. Open Subtitles تكره ذلك الأمر، أتفّهم هذا - (سبينسر) -
    Jüri Bundan nefret eder. Open Subtitles هيئة المُحلِّفين تكره ذلك!
    Bundan nefret ediyor. Open Subtitles إنها تكره ذلك
    Bundan nefret ediyor. Open Subtitles إنها تكره ذلك
    Bunu görmek istemezsin. Onun saati seni uyaracaktır. Bu arada göz damlasından nefret eder, iyi şanslar. Open Subtitles لن تود رؤية ذلك ساعتها مجهزة لتذكيرك بذلك وهي تكره ذلك لذا أتمنى لك التوفيق هل يعني هذا أنه حان وقت قطرتك؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد