Pekala, Bundan nefret ettiğini biliyorum... ama sadece benimle kal, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كنتُ إفكّر حول علم النفس من كلّ هذا أعلم أنّكَ تكره ذلك ولكن وافقني هنا ، حسناً؟ |
İş dünyası Bundan nefret eder. Bunu müşteri terimleriyle açıklayayım. | Open Subtitles | الشركات تكره ذلك - دعني أضعها من حيث الاعتبار - |
Bak, Bundan nefret ettiğini biliyorum, Ope ama bir bilemedin belki iki yıl daha bu işi yapabilirim. | Open Subtitles | أعرف أنك تكره ذلك لكن لدي ربما سنة في هذا المجال |
Kapıyı kilitlemeyi herzaman unutuyorum, ve Bundan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أنسى دائماً أغلاق الباب وأعرف أنك تكره ذلك |
Fareler bu ışıktan nefret eder ve kaçmaya ve resimde okla işaretli deliği bulmaya çalışır. Deliğin altında içinden rahatlıkla kaçabilecekleri bir tüp vardır. | TED | والفئران تكره ذلك وتحاول الهرب، والعثور على الحفرة المشار إليها بالسهم، حيث يوجد أنبوب في الأسفل يمكنها الهرب من خلاله والاسترخاء في الحفرة المظلمة. |
Clara beslenmesine dikkat eden biri değildi, ama o tür şeylerden de nefret ederdi. | Open Subtitles | كلارا " لم تكن بهذا الذكاء " بشأن الحميات الغذائية أيضاً لكنها كانت تكره ذلك |
Annem Bundan nefret ederdi. Şöyle dediğini hatırlıyorum: | Open Subtitles | أمي كانت تكره ذلك, اعتادت أن تقول: |
Bundan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّكَ تكره ذلك |
Bundan nefret ettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكَ تكره ذلك. |
Ama Rebacca Bundan nefret eder, çünkü artık büyük bir kız olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكن، (ريبيكا) تكره ذلك لأنّها تريد أنّ تشعر بأنّها كبيرة. |
Rory, Amy, çok büyük bir paradoks yarattık ve Tardis Bundan nefret ediyor. | Open Subtitles | (روري)، (ايمي)، لقد صنعنا مفارقة ضخمة و التارديس تكره ذلك إنها تلغي نفسها و تحاول الخروج |
Kadınlar Bundan nefret eder. | Open Subtitles | المرأة تكره ذلك |
Üniversiteler Bundan nefret eder. | Open Subtitles | الكليات تكره ذلك. |
Ancak karım Bundan nefret ediyor. | Open Subtitles | زوجتي تكره ذلك. |
- Bundan nefret ediyorsun, anlıyorum. - Spencer. | Open Subtitles | تكره ذلك الأمر، أتفّهم هذا - (سبينسر) - |
Jüri Bundan nefret eder. | Open Subtitles | هيئة المُحلِّفين تكره ذلك! |
Bundan nefret ediyor. | Open Subtitles | إنها تكره ذلك |
Bundan nefret ediyor. | Open Subtitles | إنها تكره ذلك |
Bunu görmek istemezsin. Onun saati seni uyaracaktır. Bu arada göz damlasından nefret eder, iyi şanslar. | Open Subtitles | لن تود رؤية ذلك ساعتها مجهزة لتذكيرك بذلك وهي تكره ذلك لذا أتمنى لك التوفيق هل يعني هذا أنه حان وقت قطرتك؟ |