Biliyorum iyi değildi ve onu odasına götürüyordun. | Open Subtitles | أعلم أنها لم تكن بخير وأنت فقط أخذتها الى غرفتها |
- Hayır, bizi İmamzade'ye götürdükleri zaman annem pek iyi değildi. | Open Subtitles | -لا،عندما أخذونا إلى "إمام زاده "، أمي لم تكن بخير. |
Onun hatası değildi. Margaret iyi değildi. - Duygularını kontrol edemiyordu. | Open Subtitles | لم يكن خطأها , "مارجريت" لم تكن بخير , لم تستطع أن تسيطر على عواطفها. |
İyi değilsen belki de gelip-- | Open Subtitles | أأنت بخير؟ لأنك إذا لم تكن بخير , لربما تحتاج |
-Üstelik, o zaman hiç de iyi durumda değildin. -Gayet iyiydim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنك لم تكن بخير وقتها هراء . |
- Üstelik, o zaman hiç de iyi durumda değildin. - Gayet iyiydim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنك لم تكن بخير وقتها هراء . |
Gerçek şu ki Mary Alice pek iyi değildi. | Open Subtitles | حسناً، الحقيقة هي ماري أليس) لم تكن بخير) لقد كانت لديها مشاكل عقلية |
O iyi değildi. | Open Subtitles | لم تكن بخير |
İyi değildi. | Open Subtitles | لم تكن بخير |
- İyi değildi. | Open Subtitles | -لم تكن بخير. |
İyi değildi. | Open Subtitles | - لم تكن بخير |