Bu ilâcı aldıktan sonra, bisiklet sürerken çok dikkatli olmak lazımmış. | Open Subtitles | يجب أن تكون على حذر عندما تركب دراجة بعد أن تأخذه |
Şey. Babam, şiirler her zaman kafiyeli olmak zorunda değildir der. | Open Subtitles | أبي يقول ان القصائد ليست دائما يجب أن تكون على قافية |
Ziyaretçi kabul edilmiyor. Özel giriş çıkış listesinde adınızın olması gerekiyor. | Open Subtitles | لا زوّار مسموح لهم عليك أن تكون على قائمة واضحة خاصّة |
Hem annen bu hâldeyken yanında olsan daha iyi. | Open Subtitles | بالإضافة إلى انك أفضل مع أمك عندما تكون على هذا الحال |
Sahnede değilken, burada sipariş alıyor olacaksın. | Open Subtitles | عندما لا تكون على خشبة المسرح، أنت هنا يتلقى الاوامر. |
Sadece kendin olmalısın ve bırak da tatlı bir kız bu hâlini görsün. | Open Subtitles | عليك أن تكون على سجيتك وأن تجعل الفتاة الجميلة ترى هذا الجانب منك |
Şunu bilmeni isterim ki ekonomik bir faciayla da karşı karşıya olabilirsin. | Open Subtitles | اتصل فقط لأعلمك انك قد تكون على وشك مواجهة كارثة اقتصادية أيضا |
Atıldığınızda, her şey gider. Nakitiniz, kredi kartınız, iş geçmişiniz olmaz, | Open Subtitles | وعندما تكون على اللائحة لا تملك شيئا لا نقود، لا بطاقات إئتمان لا تاريخ مهني |
Her dakika sen olmak ne kadar da kötü olsa gerek. | Open Subtitles | حتمًا من المقرف جدًّا أن تكون على سجيّتك هذه طيلة الوقت. |
Artık diz çökmek ve olmayı hak ettiğin kişi olmak yok. | Open Subtitles | لامزيد من الركّوع، ولامزيد من منعك من أن تكون على طبيعتك. |
Sonuç olarak, insan olmak çoğu kimsenin bilmediklerini bilmekten çok daha önemlidir. | TED | في النهاية، ربما أن تكون إنساناً أهم بكثير من أن تكون على علم بكل شيء |
O yüzden, sinekkapan kapanmadan önce içinde bir yem olduğundan tam olarak emin olmak ister. | TED | لذا فهي تريد أن تكون على أتم التأكيد أن هناك وجبة بداخلها قبل أن تنغلق مصيدة الذباب. |
Öbür tarafta olması gerekmiyor muydu? Oh. | Open Subtitles | تلك العصابة,ألا يجب أن تكون على العين الاخرى؟ |
Hiç binemesen de, bir arabanın olması iyidir. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكون على مقربة من عربة قطار حتى لو لم تركبها |
Ünlü olması için tişörtlerin üstünde yazması lazım, gerzek. Hayır, gerek yok. | Open Subtitles | يجب أن تكون على بعض القمصان أو أشياء من هذا القبيل أيها الأحمق |
Hatalısın ve ne zaman hatalı olsan anlamsız şeyler bağırırsın! | Open Subtitles | أنت على خطأ ، ودائماً عندما تكون على خطأ تتحدث بلغة غير مفهومة |
Ne zaman bir ünlüyle ya da güzel bir kızla buluşacak olsan elini saçında gezdiriyorsun. | Open Subtitles | في كلّ مرّة تكون على وشك مُقابلة شخص مشهور أو فتاة جميلة، فإنّك تُمرّر يدك إلى داخل شعرك. |
Büyük bir avantajın var, ne çıkacağını sen biliyorsun, yanlış olacaksın korkma, yanlışlıklarınla yüzleş. | Open Subtitles | انت عندك ميزه عظيمه , انت تستطيع ان تعرف صحه او خطأ الشىء الذى سوف تقوله انت عرفت انك سوف تكون على خطأ , تقبل هذا |
Artık onun zihin kontrolünden kurtulduğuna göre iyi olacaksın demektir. | Open Subtitles | سوف تكون على ما يرام، الآن أن أنت حر من له السيطرة على العقل. |
Şarkı söylediğinde,neyden bahsettiğini yürekten bilmelisin ve yüreğindekini paylaşmaya istekli olmalısın ve kendinden bir parça vermelisin | TED | عندما تغني فعليك معرفة ما تتكلم عنه معرفة وثيقة، وعليك أن تكون على استعداد لمشاركة هذه المعرفة و تعطي قطعة منك. |
Frank, Rüyanda mı gördün? Çok etkilenmiş olmalısın, ama bu sadece bir rüya. | Open Subtitles | أعلم أن لهذا تاثير قوى عليك, لكنه مجرد حلم أصلى الى الله لكى تكون على حق |
Evet haklı olabilirsin. Belki birazı da sana bulaşır. | Open Subtitles | يمكن ان تكون على حق ربما بعض من ذلك الحظ سوف يفركك |
Atıldığınızda, her şey gider. Nakitiniz, kredi kartınız, iş geçmişiniz olmaz, | Open Subtitles | وعندما تكون على اللائحة لا تملك شيئا لا نقود، لا بطاقات إئتمان |