| Eğer kalırsam bir parti olmayabilir. | Open Subtitles | إذا ما بقيت، فلا يمكنُ أن تكون هنالك حفلة. |
| Başka bir çıkış yolu olmayabilir. | Open Subtitles | قد لا تكون هنالك أي طريقة أخرى |
| Damarlarından kanlarını çekip suya atabilsen belki artık savaş olmayabilir. | Open Subtitles | إن أمكنك استنفاد الدم من عروقهم ووضعه في الماء فلربما لن تكون هنالك حرب! |
| Ama bir cadı yeteri kadar güç toplayabilirse silaha ihtiyacı olmayacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | لكنّه إعتقد إذا تمكنّت ساحرة من التواصل مع قدرٍ كافٍ من القوى، فلن تكون هنالك حاجة لسلاح. |
| Sorun olmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | يا الهي , اظن انك قلتي انه لن تكون هنالك مشاكل |
| - Yarın uçak olmayabilir. | Open Subtitles | -قد لا تكون هنالك طائرة |
| Başka uçuş olmayabilir, Dexter. | Open Subtitles | قد لا تكون هنالك رحلات أخرى يا (دكستر) |
| Vaktinde eve gelmek için bir sorun olmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | - قد أفقد الحساب بأكمله - لقد قلت أنه لن تكون هنالك مشكلة في الوصول في الموعد |
| - Başka bir şansım olmayacağını sen söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بنفسك لن تكون هنالك فرصة أخرى |
| Biz de bir sorun olmayacağını düşündük. | Open Subtitles | أعتقدنا بأنه لن تكون هنالك مشكلة |
| olmayacağını umut ediyorum. | Open Subtitles | أتمنى ألا تكون هنالك مُشكلة |
| Yine de bunun sonuçlarının olmayacağını mı sanıyorsun Strange? | Open Subtitles | أما زلت تعتقد أنه لن تكون هنالك عواقب يا (سترينج)؟ |