Daha önce Charles'ın farkında bile değildi. Şimdi senin sevgilin diye, eşekarısı gibi peşinde dolanıyor. | Open Subtitles | أنظري لسكارليت لم تلاحظ وجود تشارلز من قبل والآن لأنه خطيبك فإنها تلاحقه كالدبور |
Belki uzun süredir peşinde olduğun şeyi elde edersin! | Open Subtitles | لعلي سأمسك ذلك اللعين الذي كنت تلاحقه لزمن طويله |
Polislerin peşinde olduğunu söyledi ama niye olduğunu söylemedi | Open Subtitles | اسمعى. انه يقول ان الشرطه تلاحقه ولكن لم يقل لماذا |
Bu, bir şeyi o kadar çekici bir hale getiriyordu ki sizin o şeyin peşinden gitmeniz gerekiyordu. | TED | ما يجعل شيئا ما يبدو جذاباً جداً بحيث يجب عليك أن تلاحقه. |
Olympiakos peşine düştü onu istiyorlar. | Open Subtitles | اولمبياكوس قد بدأت بالفعل ، تلاحقه. |
Eğer peşinde olduğun başka şeyler de varsa onu da çalman gerekecek, hepsi bu. | Open Subtitles | لقد سرقت شركتي، إذا ما كان هناك أي شيء آخر تلاحقه |
İç İşleri'nin onun peşinde olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | لقد عرفت أن الشؤون الداخلية كانت تلاحقه. |
Sahip oldugu bilgilere sahip olmaktan memnun olmadiginı, rakip sirketlerin muhtemelen peşinde olabilecegini soylemişti. | Open Subtitles | لقد قال أنه لا يحبذ امتلاكه للمعلومة التي لديه و أن الشركات الخصمة من المحتمل أن تلاحقه بسبب ذلك |
Evet, polisler bunu kanıtlayamadı ve Andrea izinli günlerinde hala onun peşinde. | Open Subtitles | نعم , الشرطة عجزت عن إثبات ذلك لا تزال تلاحقه في أيام عطلها آندريا و |
- Şimdi de Batı Alman istihbaratı onun peşinde. | Open Subtitles | والآن الاستخبارات الألمانيّة الغربيّة تلاحقه |
Sadece şehirdeki tüm suç örgütlerinin bu bilekliğin peşinde olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ألا أن كل مؤسسة أجرامية في المدينة تلاحقه |
Ama bayım, Kimin peşinde olduğunu biliyorum.. | Open Subtitles | لكن ياسيدي اعلم من الذي تلاحقه |
peşinde olduğun hırsız... Yıllardır onun peşindeyim. | Open Subtitles | اللصّ الذي تلاحقه أطارده منذ سنوات |
Şimdiyse Viyana'da dükkân açıyor. CNI neden peşinde değil? | Open Subtitles | لم لا تلاحقه إدارة "حماية المنشآت والمرافق الحيوية" |
Evet, ama hep Hans'ın peşinde. | Open Subtitles | نعم , ولكنها تلاحقه |
Çocuğun peşinde Polis vardır. | Open Subtitles | إن الشرطة تلاحقه. |
DL geri dönme riskini göze alamaz. Polisler onun peşinde. | Open Subtitles | (دي إل) لن يغامر بالعودة هنا الشرطة تلاحقه |
Polisler de ona dokunmaz, ve eğer peşinden gidersen ölecek tek kişi sen olacaksın. | Open Subtitles | الشرطة لَن تلاحقه, وإن ذهبت خلفه فلن تكون سِوى جثّة هامدة |
Onu anneleri sanıyorlardı... ve çim biçme makinesiyle turlayan adamın... bütün gün peşinden ayrılmıyorlardı. | Open Subtitles | ظنتهه أمها. كانت تلاحقه. عندماقادحصادالعشب. |
peşinden gidip mahkeme emri olmadan onu tutuklamak istiyorsan, buyur. | Open Subtitles | تريد أن تلاحقه الآن و تقبض عليه بدون مذكرة، |
Polisler, olaydan bir yıl sonra peşine düşmüştü. | Open Subtitles | لأجل ماذا ؟ كانت الشرطة تلاحقه لمدة عام |