Belli ki çok öğrenci bulamıyorsun. Şu üç bücüre baksana. | Open Subtitles | لا يمكنك إيجاد تلاميذ أكثر أنظر إلى هؤلاء الفئران الثلاثة |
Şu otobüste bir grup öğrenci var. | Open Subtitles | هناك فقط بعض تلاميذ المدارس بجوار هذه الحافلة |
Bu yapraklar, JPL'de yaz stajı yapan dört lisans öğrencisi tarafından yapıldı. | TED | تلك الأربع بتلات صممها أربعة تلاميذ أثناء تدريبهم الصيفي في الـ JPL. |
Buda'nın öğrencilerinden biri, keşiş olmadan önce güzel bir kızla tanışmıştı ve ona aşık oldu. | Open Subtitles | قبل أن يصبح أحد تلاميذ "بوذا" راهباً قابل فتاة جميلة و وقع أسير غرامها |
öğrencilerim arasında 13 yaşında rehabilitasyona gitmiş çocuklar var. | Open Subtitles | كان لدي تلاميذ في الـ13 سنة أغلبهم قد بدأ بالإدمان من الآن |
Bu programa dahil olması için 8. sınıflardan 10 öğrenci seçtik. | Open Subtitles | لقد إخترنا 10 تلاميذ من الصّف الثامن للمشاركة بهذا البرنامج |
Sadece öğrenci ve usta okçuların olduğu.... ...gizli bir Kelt örgütünden. | Open Subtitles | هناك جماعة سرية أسسها مجموعة من تلاميذ ومعلمي رمي السهام |
Eğer okula öğrenci gelirse aramamı söylemiştiniz.Hatırladınızmı? | Open Subtitles | هل تتذكر عندما قلت لى أتصل بك عندما يصل هنا تلاميذ جديدة ؟ |
öğrenci çocukların kanserli çocuklar için kafasını tıraş etmesi gibi. | Open Subtitles | مثل تلاميذ المدارس عندما حلقوا رؤؤسهم من أجل الاطفال المصابين بالسرطان |
Bu öğrenci değerlendirmelerini ne zaman topladınız? | Open Subtitles | متى حصلت على تقييمات التلاميذ ؟ أي تقييمات تلاميذ ؟ |
Kong Qiu'nun en iyi öğrencisi ve kumandanlığını kanıtlamış birisi. | Open Subtitles | هو رئيس تلاميذ كونغ تشيو واثبت انه قائد قدير |
Bilmiyorum. Profesördü işte. Onu dinlemeyen bir sürü öğrencisi vardı. | Open Subtitles | لا أعلم، لقد كان أستاذاً جامعياً كان لديه تلاميذ لا يستمعون له |
Krabat, istekliydi ve üstadının iyi bir öğrencisi olmayı istiyordu. | Open Subtitles | كرابات) كان طماع و يريد أن يكون) أفضل تلاميذ المعلم |
Bu Porky, Wong'un öğrencilerinden biri. | Open Subtitles | هذا بوركي احد تلاميذ ونج |
İşte öğrencilerim hassas iş böyle yapılır. | Open Subtitles | وهذا يا تلاميذ ، هى الدقة فى العمل. |
Bu ise sınıf mevcudunun 1/3 oranında azalması kadar güçlüdür ya da vasat bir öğretmeni harika bir öğretmenle değiştirmek kadar. | TED | وهذا يعادل خفض عدد تلاميذ الفصول بالثلث أو تعويض أستاذ متوسط لفصل ما بآخر ممتاز. |
Sevgilim, dünkü büyük heyecan bazı öğrenciler bir balina gördüklerindeydi. | Open Subtitles | عزيزى كان اهم حدث البارحة ان تلاميذ المدرسة راوا حوتا |
Tıp öğrencilerini domuzlara yem etmek hakkında bir şeyler mırıldanaraktan sınıfa geri döndü. | Open Subtitles | متمتما بشئ عن اطعام تلاميذ مدرسة الطب للخنازير عظيم |
Üniversite öğrencilerinin yüzde altmışı kadın. | Open Subtitles | أكثر من 60 بالمائة من تلاميذ الجامعة نساء |
Chicago Boys, TUĞLA adlı ekonomik planı Pinochet'e teslim etti. | Open Subtitles | قام تلاميذ (مدرسة شيكاغو) بتسليم (مخططهم المسمى "اللبنة" إلى (بينوشيه |
Norrell'in talebesi olmak isteyen bütün kadın ve erkekler büyücü. | Open Subtitles | كل الرجال والنساء الذين أرادوا أن يكونوا تلاميذ (نوريل) هم سحره. |
Onun "Kaos müritleri" adındaki internet sitesi ... borsa işlemlerini, hava trafiği kontrolünü, internetin kendisini bozmaya çalışan ...anarşist bir saçmalık. | Open Subtitles | لديه موقع على الانترنت بعنوان "تلاميذ الفوضى" ملئ بتفاهات فوضوية حول التلاعب ببورصة الأسهم وضبط الطيران الجوى والانترنت |
Tanrı'nın Havarileri, İsa'nın Teksas'ta doğduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | تلاميذ المولى يعتقدون بان عيسى ولد في تكساس |
Jiraiya'nın öğrencilerisiniz demek? | Open Subtitles | إذًا، أنتم تلاميذ جيرايا؟ |
Dünya'nın her yanından dikkatlice seçilmiş öğrencileri eğiten özel bir okul. | Open Subtitles | مدرسة خاصة، يدرس فيها تلاميذ تم اختيارهم من كل بقاع العالم |