Kazadan kurtuldum ve kesiklerim hızlı oranda iyileşiyor. | Open Subtitles | لقد ابتعدت عن حادثة وجراحي تلتئم بسرعة كبيرة |
- Kolun nasıl? - İyileşti sayılır. | Open Subtitles | كيف ذراعك , جينينغز قاربت أن تلتئم , سيدى |
Kalçasında iyileşmiş yara izleri görüyorum, sanki damgalanmış gibi. | Open Subtitles | أنا أرى ندبات تلتئم بشكل جيد على الفخذ تقريبا مثل العلامات التجارية |
Elbette bazı aksaklıklar yaşanabilir ama yara iyileşir. | Open Subtitles | بالطبع قد تكون هنالك بعض المعوقات ولكن الجروح تلتئم |
- O şey henüz iyileşmedi mi? | Open Subtitles | هذا الشيء ألم تلتئم حتى الآن؟ |
Hala iyileşmemiş mermi yaraları var. | Open Subtitles | لديها إصابات سلاح قديمة لم تلتئم بعد غالباً |
Yaranın ufacık ağzı temiz bir şekilde iyileşirken daha derindeki yaranın iltihabı boşalmış ve etrafına sızmış hiçbir yüzeysel belirtinin olmadığı kas dokusuna gömülerek irin çukuru hâline gelmiş. | Open Subtitles | بينما الجروح الصغيرة تلتئم بنظافة الجروح العميقة تتقرح وتشكل جيب من القيح حول الجرح، مدفونة في أنسجة العضلة |
Bunun yanında, eğer onları o tam olarak iyileşmeden kapatırsak, ...sadece birkaç kırık kemiği olacaktır. | Open Subtitles | و فضلا عن ذلك ، إذا أغلقناها قبل أن تلتئم بشكل سليم فكل ما سيكون لديها هو بضعة كسور في العظام |
Hayati organları sağlam ve kırıkları iyileşiyor. | Open Subtitles | أعضاؤها الحيوية قوية وكسورها تلتئم بشكل جيد |
O yaşlardaki çocuklar çabuk iyileşiyor. | Open Subtitles | الفتيان في هذه السن تلتئم جروحهم بسرعة. |
İkinci gözünde çabuk iyileşiyor. | Open Subtitles | العين الأخرى تلتئم بشكل جيد ... |
Nerdeyse tamamen iyileşti. Eğer insan olsaydım bu mümkün olabilir miydi? | Open Subtitles | انها تلتئم تقريبا أكان سيحدث ذلك لو كنت آدميا؟ |
Çünkü ayağım üç hafta erken iyileşti. | Open Subtitles | لأن قدمي تلتئم ثلاثة أسابيع في وقت مبكر. |
Çok şükür sikim artık tamamen iyileşti. | Open Subtitles | الحمد لله ديك بلدي في كل تلتئم حتى الآن. |
Gerçekten gelecek yıl Doğu Indy'de seni ve iyileşmiş ayağını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا على أمل حقا أن نرى لك والذي قدم تلتئم لك في الشرق إندي العام المقبل. |
Bir kırık hattı, Dedektif. İyileşmiş bir kırık. | Open Subtitles | هذا هو خط فاصل ، المباحث، وجود كسر تلتئم. |
Ödem yok olmuş. Dâhili yaralar iyileşmiş. | Open Subtitles | تلتئم اختفت، وكدمات الداخلية وذمة ل. |
Çok çabuk iyileşir. Başka bir yöntem bulmamız gerek. | Open Subtitles | لا يمكننا انها تلتئم بسرعة كبيرة علينا ان نجد طريقة اخرى |
Özel ilacın sayesinde bir kaç gün içinde yarası iyileşir | Open Subtitles | دواءك الخاصّ سيجعل جروحه تلتئم في يوم |
Bir türlü tam anlamıyla iyileşmedi. | Open Subtitles | إنها لم تلتئم أبدا |
Yaralarım hiç iyileşmedi. | Open Subtitles | كدماتي لم تلتئم أبداً |
Yaraların iyileşmemiş olsaydı şimdiye ölmüş olurdun ve çok yazık olurdu. | Open Subtitles | إن كانت جروحكِ لم تلتئم لكنتِ ميته الآن لكان الأمر مؤسف للغاية |
Yaranın ufacık ağzı temiz bir şekilde iyileşirken daha derindeki yaranın iltihabı boşalmış ve etrafına sızmış hiçbir yüzeysel belirtinin olmadığı kas dokusuna gömülerek irin çukuru hâline gelmiş. | Open Subtitles | بينما الجروح الصغيرة تلتئم بنظافة الجروح العميقة تتقرح وتشكل جيب من القيح حول الجرح، مدفونة في أنسجة العضلة |
Seni hapse girmekten kurtarmak ve başkanlığa devam etmek için daha yaralarım iyileşmeden hastaneden çıktım. | Open Subtitles | وأجبرتني على الخروج من المستشفى قبل أن تلتئم جراحي لأنقذك من السجن وأحافظ على وظيفتي؟ |
- Evet desem bile, yakın zamanda yapıldığı için cildin iyileşmesi lazım. | Open Subtitles | - حتو لو قلت نعم, هذا قريب جداً, البشرة يجب أن تلتئم. |