ويكيبيديا

    "تلمع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • parlıyor
        
    • parlayan
        
    • parlak
        
    • parlar
        
    • ışıldıyor
        
    • parlıyordu
        
    • parlat
        
    • ışıldayan
        
    • parlayacak
        
    • parladığını
        
    • parlamasına
        
    • parlıyorsun
        
    • parlamaz
        
    • parlaktı
        
    • ışıl ışıl
        
    Baksanıza hanımefendi, nasıl da parlıyor. Open Subtitles فقط انظري اليها يانسة. انظر كيف هي فعليا تلمع?
    Pazuların ışıkta parlıyor, söylemeden edemedim. Open Subtitles ويارجل ان عضلة ذارعك تلمع في هذا الضوء علي ان اعترف
    Ben... sanırım yalnızca ölü insanlar için parlayan bir güneşim. Open Subtitles أعتقد أنني الشمس التي عليها أن تلمع للميتين فقط
    Hiçbir parlak ruh bu karanlıkta parıldamaz. Open Subtitles لا, ليس هناك من أرواح تلمع فى هذه العتمة المظلمة
    Kim çocuklarını bu evren boyunca dağınık sonsuza kadar parlar Open Subtitles من أجل إبنائكم المنتشرون عبر الفضاء فهي تلمع الى الابد
    Fasulyelerin içindeki eşekarılarından nefret ediyor. Ve gülümsediğinde gözleri ışıldıyor. Open Subtitles تكره الحشرات في الحساء و عينيها تلمع حينما تبتسم
    Ama portredeki kedinin gözleri parlıyor. Open Subtitles إن العينان تلمع في الصورة بشكل شرير
    O sık, siyah kılların arasında nasıl da parlıyor öyle. Open Subtitles انظر كيف تلمع وسط شعرك الكثيف.
    Göremiyorum. Bu gece yıldızlar parlıyor mu? Open Subtitles لا أستطيع الرؤية هل النجوم تلمع الليلة؟
    Göremiyorum. Bu gece yıldızlar parlıyor mu? Open Subtitles لا أستطيع الرؤية هل النجوم تلمع الليلة؟
    O karanlıkta parlayan yıIdız çıkartmaları bunun yanında halt etmiş. Open Subtitles اللاصقات التي تلمع في الظلام لا تقارن بهذا
    yeni açan bir gül gibi, sabahları parlayan ve hayat dolu... Open Subtitles زهرة متفتحة حديثاً تلمع من الندى في الصباح
    Ay ışığı yansımış parlayan kapları görüyor musun? Open Subtitles هل ترى الوحات التي تلمع من انعكاس ضوء القمر؟
    Hiçbir parlak ruh bu karanlıkta parıldamaz. Open Subtitles لا, ليس هناك من أرواح تلمع فى هذه العتمة المظلمة
    Bayan parlak cesaret rozeti, cevap hayır. Open Subtitles حسناً، يا سيدة الشارة الجديدة التي تلمع بالشجاعة، الأجابة على هذا السؤال هي لا.
    #Gece yarısı gökyüzüne sorduğumda# #yıldızlar parıl parıl parlıyordu.# Open Subtitles عندما أسأل السماء في منتصف الليل أرى النجوم تلمع وحسب
    Söylediğimde ayakkabılarımı parlat, asker. Open Subtitles عندماأطلب أن تلمع حذائي
    İki güneşin altında ışıldayan, muazzam bir cam kubbe ile çevrelenmiş bir Kale. Open Subtitles مع قلعة محاطة بقبب زجاجية قوية تلمع تحت الشمسان
    Hepimize taçlar, ünvanlar ve güneş gibi parlayacak kıyafetler verilecek. Daha fazla gözyaşı olmayacak. Open Subtitles وأكاليل مجد وملابس تلمع كالشمس وسوف لن يكون هناك دموع فيما بعد لأن صاحب المكان سيمسح كل واحدة منها
    Kılıçlarının güneşte parladığını birilerinin görmesini istemiyorlar. Open Subtitles إنهم لا يريدون أحداً أن يرى سيوفهم تلمع من وهج الشمس
    Hala parlamasına rağmen burada değilse bu demektir ki... Open Subtitles مع ذلك ما تزال تلمع ولأنّها ليست هنا فهذا يعني...
    Genel ev tabelâsı gibi parlıyorsun. Open Subtitles أنت تلمع كالباب في بيوت العاهرات
    İki şeyi biliyoruz, yıldızlar gündüz parlamaz. Open Subtitles هناك نوعان من الأشياء المؤكدة، النجوم يالتهار لا تلمع
    Soğuk, pürüzsüz ve parlaktı. Open Subtitles كانت باردة .. ناعمة تلمع
    Bu yüzden gözleri artık eskisi gibi ışıl ışıl değil. Open Subtitles لهذا لم تعد عيناه تلمع مثلما كانت

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد