Çünkü bu kök hücre kültürüyle tamamen aynı görüntüye sahip. Büyük yeşil hücreler, küçük ve olgunlaşmamış hücreleri sarmalıyor. | TED | لأنها تشبه تماماً نفس زرع الخلايا الجذعية، مع خلايا خضراء كبيرة محاطة بخلايا صغيرة فجّة غير ناضجة. |
Yemin ederim ki, aynı Iwo Jiwa'ya inmeden önceki gibi heyecanlıyım. | Open Subtitles | اشعر تماماً نفس شعوري عندما هبطت في "هيورشيما" , أقسم بذلك |
Üvey kardeşlerimle aynı büyüme koşullarına sahip değildim. | Open Subtitles | لم يكن لديّ تماماً نفس التنشئة مثل اقربائي بالتبني. |
Saldırgan pencereyi levyeyle açmış, evin içinde silahı bulmuş ve kurbanını beklemiş, ki bu çalışma şekli tam olarak bu davadakiyle aynı. | Open Subtitles | الفاعل دخل من النافذة، ووجد سلاح الجريمة بداخل المنزل، وظل ينتظر ضحيته، وهذا هو تماماً نفس طريقة تنفيذ القاتل في هذه القضية. |
Bir sürü hastalık hastası var, ama aynı şey değil. | Open Subtitles | الكثير مِنْ hypochondriacs، لكن ذلك لَيسَ تماماً نفس. |
Yaş dışında sen aynı tanıştığımız günkü gibisin. | Open Subtitles | بالنسبة لسنة تبدو تماماً نفس الشخصالذىقابلتهأول مرة . |
Bu arada, işteki ilk gün çıkan yangınla aynı türde bir yangındı. | Open Subtitles | rlm; والتي كانت لعلمك تماماً نفس النار rlm; |
Sahil kenarında kutlamak ile aynı değil, ama sanırım böyle olmak zorunda. | Open Subtitles | إنه ليس تماماً نفس ما يحتفلون به على الشاطىء في (فوكيت)... لكن أظن إنه كل ما عليك فعله... |
Kalıntılar, Dedektif King'le diğer yangınlarda kullanıldığını belirlediğimiz termit ve yangın geciktiriciyle aynı karışıma sahip. | Open Subtitles | لقد تعرف فقط على الراسب على أنه تماماً نفس خليط الثيرميت و مبطيء الحريق الذي تعرفت عليه أنا و المحقق (كينغ) في الحرائق الآخرى. |