Kullanıcının suyu kaynatmak için şu düğmeye basması gerekiyor, yani şu anlama geliyor, hepimiz tembel olduğumuz için ne kadar ihtiyacın varsa o kadar dolduruyorsun. | TED | المستخدم يجب حقا ان يضغط على الزر لجعل مائه يغلي و الذي يعني , بما ان جميعنا كسولين سوف تملئ تحديدا ما تحتاجه |
Şimdi işler boka sarıyor, ayrıca, ...tam boşanma kağıtlarını dolduruyorsun, ve bu oluyor. | Open Subtitles | مع كل ذلك الذي حصل وأنت هُنا تملئ أوراق الطلاق، وفجأةً حدث هذا الأمر. |
Besleyin kuşları Diye bağırır Tepesinde Gökleri dolduran kuşlarla | Open Subtitles | أطعم الطيور لأنها تبكي، وفوق رأسها طيور تملئ السماء |
Bir form doldurmak zorundaydınız. Sorulardan birinde, aile büyükleriniz arasında Yahudi olup olmadığı soruluyordu. Benim yoktu. | Open Subtitles | كان عليك أن تملئ استمارة بيانات محدد بها سؤال عن ما اذا كان أى من اجدادك من اليهود |
Aslında sen beni kullanıyorsun yani çünkü düğünündeki boşluğu doldurman gerekiyor. | Open Subtitles | فيما يبدو أن تستغلني بالأساس لأنك أردت أن تملئ الفراغ الناقص في حفلة الزفاف |
Heidi'yi, kalbine giden sevginin sıcaklığıyla doldurmanı istiyorum. | Open Subtitles | أطلب منكَ أن تملئ قلبها بالحب الدافئ الذي في قلبك. |
Bir de form doldurmanızı isteyeceğim. | Open Subtitles | و أنا أحتاجك أن تملئ إستمارة أيضاً. |
Gerekli evrakları doldurmalısınız ve ben de evlat edinmeniz için mahkemeye dilekçe vereceğim. | Open Subtitles | اريد منك ان تملئ الاستمارة الفارغة, وانا سأقوم بتقديم ملف العريضة الخاص بالتبني. |
Her odaya girdiğinde kalbimi büyük keyifle dolduruyorsun. | Open Subtitles | في كل مره تدخل الغرفه تملئ قلبي بالمتعه. |
Kızın aklını fikirlerle, kuşkularla ve karışıklıklarla dolduruyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تملئ رأسها بالأفكارِ و الشكوك و التشويش |
Frank'in kafasını saçma sapan fikirlerle dolduruyorsun. | Open Subtitles | تملئ رأس (فرانك) بهذه الأفكار السخيفة |
Ben ninemin oksijen tüplerini dolduran kadınla milli olmuştum. | Open Subtitles | لقد خسرت بطاقتي لأجل أمراة التي تملئ جدتها بدبابات أكسجين |
Dayanmak ve zihnimi dolduran bu fena düşünceleri silmek için dua etmem gerek. | Open Subtitles | عليّ الذهاب، لأدعو من أجل القوة ومحو الذنوب التي تملئ عقلي |
Gökyüzünü dolduran Hayaletleri görüyor musun? | Open Subtitles | انظر إلى الأطياف تملئ السماء من حولك . |
Sen de onun cebini doldurmak için daha çok çalışacaksın. | Open Subtitles | وستقوم أنتَ بالقيام بذلك بشكل أكبر، لكي تملئ جيوبه |
Bomboşsun, ve boşluğunu Karin'in yavaş yavaş eriyişiyle doldurmak istiyorsun. | Open Subtitles | أنت فارغ ولكنك ذكى. والآن تحاول أن تملئ فراغك على حساب معاناة (كارين). |
Birini doldurman lazım, bir kutuyu işaretlemeyi unutmuşsun. | Open Subtitles | إنتظر هنا أريدك أن تملئ واحدة من هذة الصناديق هنا |
Benim yerimi doldurman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك ان تملئ موقعي |
Senden sadece bazı boşlukları doldurmanı istiyoruz. Neden böyle bir şey yapayım? | Open Subtitles | نريدك أن تملئ لنا بعض النقاط الفارغة |
Senden bu bilgileri doldurmanı istemiştim. | Open Subtitles | لقد طلبت منك أن تملئ الاستمارة |
Şunu doldurmanızı isteyeceğim. | Open Subtitles | أريدك أن تملئ هذه البطاقة. |
O halde şu kartı doldurmanızı isteyeceğim. | Open Subtitles | أريدك أن تملئ هذه البطاقة، |
Bunu acilen doldurmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تملئ هذا في الحال |
İlk önce formu doldurmalısınız. | Open Subtitles | عليك أن تملئ بعض الوثائق |