ويكيبيديا

    "تمنح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • veriyor
        
    • vermek
        
    • verir
        
    • veriyorsun
        
    • vermeni
        
    • veren
        
    • vermiyorsun
        
    • Aurora'
        
    Dişi avcıya ayrıIması için zaman veriyor, av için yeterli miktarda zaman. Open Subtitles إنها تمنح الصيّادة وقتاً للرحيل, ما يكفي من الوقت للاندماج في الصيد.
    Kötülük yapmak isteyen insanlara neden bunu yaptığını açıklama imkanı veriyor. Open Subtitles إنها تمنح للناس التي تريد عمل الشر المبرر لما تقوم به
    Belediye de yetki vermek için parayı görmek istiyor. Open Subtitles المنطقة التجارية تريد مصدر التمويل قبل أن تمنح الترخيص
    Tatlım. Bu resmi bir etkinlik. Barmene bahşiş vermek zorunda değilsin. Open Subtitles عزيزي , هذا احتفال رسمي لا يجب عليك أن تمنح إكرامية للنادل
    Bu veriyi sese dönüştürme kabiliyeti, astronomiye muazzam bir dönüştürme gücü verir. TED هذه القدرة على تحويل البيانات إلى صوت تمنح علم الفلك قوة هائلة من التحول.
    Daha iyi şartlarda yaşasın diye birine şans veriyorsun yeni bir teşebbüse dahil olsun diyorsun ve o ne yapıyor? Open Subtitles تمنح أحدهم فرصة بداية، فرصة لتحسين أنفسهم مجالا للدخول في مغامرة جديدة شُجاعة وما الذي يفعلونه؟
    Hapishane ticaretinden AB'ye bir parça vermeni istiyorum. Open Subtitles أكثر إلى أيّةِ درجة؟ أحتاجُك بأن تمنح الشرطة قطعةً من مقايضةِ السجن.
    Onlar sanki benim içimde yaşıyorlar, anıları her günüme anlam veriyor. TED إنهم يعيشون في أعماقي، ذكرياتهم تمنح حياتي معنى كل يوم.
    Doğa engereğin kurbanına saldırganı teşhis etme şansı veriyor. Open Subtitles ان الطبيعة تمنح الثعابين الفرصة على تمييز مهاجميها
    Ödülü bu yıl veriyor çünkü birisi onun vakfına 3.1 milyon dolar isimsiz bağışta bulundu. Open Subtitles لقد تراجعت وسوف تمنح الجائزة ثانية هذ السنة لان شخصا ما قام بالتبرع بصورة سخية لمؤوسستها مبلغ 3،1 مليون دولار
    Genellikle tercih edilen, iki tarafın da duyarlı olduğunu düşünerek velayeti her iki ebeveyne de vermek. Open Subtitles إنه من الأفضل دائماً أن تمنح حضانة لكلا الوالدين على افتراض أنهم قادرون
    Birazını bir hayır kurumuna vermek gelmedi mi aklına hiç? Open Subtitles ألم يخطر ببالك أن تمنح بعضاً من المال كتبرّع؟
    Babacık. Bu kıza biraz sevgi vermek ister misin? Open Subtitles مرحباً أيها الزعيم، هل يمكن أن تمنح بعض الحب لهذه الفتاة ؟
    Boşta uçan bir uçurtma insana yıldırım gibi güç verir. Open Subtitles الطائرة الورقية السائبة تمنح الرجل طاقة مثل البرق
    Ben, dayanıp dayanamayacağını görmek için Zoloft veriyorum. Belki de şu yeni ilaçlardan birini onun üzerinde deneyebilirsiniz. Bazen yeni ürünler hastalara güven verir. Open Subtitles ربما تحتاج لأحد هذه الأدوية الجديدة ببعض الأحيان تمنح الأشياء الجديدة الثقة
    Güzel kıyafetler insanlara cesaret ve güven verir. Open Subtitles الملابس الجميلة تمنح الناس الجرأة و الثقة.
    Yüreğin açık olduğu için kendini tamamen veriyorsun. Open Subtitles لأن قلبك مفتوح صافى فأنت تمنح الكل من نفسك
    Sheldon, fikrine göre her şeye rakam veriyorsun. Open Subtitles شيلدون، أنت فقط تمنح أرقاماً عشوائية للأشياء وفقاً لرأيك.
    İnsanlığın dikkatini çeken hikayelere hayat veriyorsun ve bende bunu asla değiştirmek istemem. Open Subtitles تمنح الحياة لقصص تستحق انتباه البشرية ولن أرغب أبدًا في تغيير هذا
    Benim için bunu Elena'ya vermeni istiyorum. Ayrıca bunu da. Open Subtitles اودّك أن تمنح (إيلينا) هذهِ نيابةً عنّي، و هذا أيضاً
    Ücretsiz eğitim veren ve ekonomiye daha çok yetenek kazandıran yüksek vergiler, TED ضرائب مرتفعة، تمنح تعليماً مجانياً ودخول المزيد من المواهب إلى عالم الاقتصاد.
    Yani üç sigaran varsa ikisini başkasına vermiyorsun. Open Subtitles أعنى ، إذا كنت تملك ثلاثة سجائر فإنك لا تمنح إثنتين
    Aurora'ya güçlü irade armağanını veren İtidal Perisi, sanki parmaklarından elektrik cıvataları atıyormuş gibi koreograflanmıştır. TED بينما تمنح جنية الاعتدال هبة الإرادة القوية لأورورا، وقد صورت وكأنها تطلق شرارة من أصابعها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد