Bu kişiden sıçramış bir parça yuttuğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّه إبتلع شيئا عندما تناثرت عليه أجزاء الجثة. |
Hım, çok fazla şey sıçramış olmalı. Neden olmasın? | Open Subtitles | لابد أنها تناثرت بشدة |
Vampir ruhları her tarafa doğru dağıldı ve kendilerine bir yer buldu. | Open Subtitles | حيث تناثرت أرواح مصاصي الدماء في كلّ الاتجاهات وتهبط إلى كلّ اتّجاه. |
Bir kadın, bavullarını düşürdü. Eşyaları dağıldı. | Open Subtitles | هناك سيدة مسكينة سقطت أمتعتها, و تناثرت أغراضها في كل مكان |
General, gelen ilk raporlara göre, 101nci Tümen cehenneme saçılmış ve yok olmuş! | Open Subtitles | التقارير الأولية تشير إلى أن الفرقة 101 تناثرت |
Hadi açalım. Kaza sırasında içindekiler saçılmış deriz. | Open Subtitles | لنفتحها و نقول بأنها تناثرت عند الإصطدام |
İğrenç cariyesinin üzerine iç organ parçaları ve kan sıçradı. | Open Subtitles | و تناثرت دمائه و قطع من أحشائه على محضيته العاهره |
Bütün paralar etrafa saçıldı. | Open Subtitles | كانت لدينا حقائب مليئة بالمال والمخدرات تناثرت داخل الكبينة |
Hım, çok fazla şey sıçramış olmalı. Neden olmasın? | Open Subtitles | لابد أنها تناثرت بشدة |
Leke buraya sıçramış buraya değil. | Open Subtitles | تناثرت البقع هنا |
Bebek bezli, şişman kıçı tüm ön cama dağıldı. | Open Subtitles | مؤخرته السمينة المحفضة تناثرت على الزجاج الأمامي. |
Beyninin parçaları aracın içinde dağıldı. | Open Subtitles | تناثرت رأسـه في جميع أنحاء السيارة |
Parçalara dağıldı. | Open Subtitles | تناثرت قطعه |
Sonra da bir ormanda yürüyüşe çıkıyorsun, onun fotoğrafları etrafa saçılmış. | Open Subtitles | وبعد ذلك أنت ذهبت للمشي في الغابة ولقد تناثرت مع صورا له. |
Kepçeyi fırlatınca fasulyeler üstüme sıçradı. | Open Subtitles | و عندما فعل ذلك تناثرت و وقع بعضها على قميصي |
Yanaklarıma sıçradı. | Open Subtitles | تناثرت بين خدودي |
Beyni ve kemikleri yüzüme ve göğsüme saçıldı. | Open Subtitles | دماغه وعظامه تناثرت على وجهي وصدري |