Katoliklerin bulabileceği tek iş buydu ve sen o zaman da mücadele etmedin. | Open Subtitles | لقد كانت هذه هي الوظيفة الوحيدة المتوفرة للكاثوليك ولم تناضل لتغيير ذلك |
Katoliklerin bulabileceği tek iş buydu ve sen o zaman da mücadele etmedin. | Open Subtitles | لقد كانت هذه هي الوظيفة الوحيدة المتوفرة للكاثوليك ولم تناضل لتغيير ذلك |
O da konuşma ve kendini duyurma hakkı için mücadele etmeli. | Open Subtitles | يجب أن تناضل من أجل حقه لكي يتحدث ويتم سماعه. |
- ...eşiniz bir eş katilini dışarı çıkartmak için savaşıyor. | Open Subtitles | زوجتك تناضل من أجل أن تجعل قاتل الزوجة |
Artık senden kâbusumda savaşmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لذا عزيزي, لا أريدُ منكَ أن تناضل في كابوسي أكثر |
Yani hastanede yaşam savaşı veren bir kadına mı saldıracaksın? | Open Subtitles | الآن ستقوم بمهاجمه إمرأة والتى تناضل من أجل حياتها على سرير المستشفى؟ |
O, yaşamla mücadele etti, hepimizin yaptığı gibi. | Open Subtitles | كانت تناضل في الحياة، كما هو حالنا أجمعين. |
İlk insan yerleşimlerinden çok önce, buraları evleri yapmak için mücadele eden aileler zaten vardı. | Open Subtitles | قبل أن يستقرّ الإنسان بوقتٍ طويل كانت هناك بالفعل عائلات تناضل لتستوطن هذه البرّيّة |
Bir saatten fazla hayatı için mücadele etti. | Open Subtitles | على مدار ساعة، هذا شيء تناضل من أجل حياتها. |
O da konuşma ve kendini duyurma hakkı için mücadele etmeli. | Open Subtitles | يجب أن تناضل من أجل حقه لكي يتحدث ويتم سماعه. |
Aklı varsa, AYHB'de iyi bir yaşama ücreti için mücadele veriyordur. | Open Subtitles | أين النادلة؟ لو كانت ذكية، كانت ستبقى في النقابة تناضل من أجل أجور مناسبة |
Bu nedenle her şeyin bittiğini düşündüğünüz zaman... ...başka bir şey olur, bazı kıvılcımlar sizi içine alır... ...bir şekilde mücadele edecek... ...hepimizin sahip olacağı bir güç. Bu fil büyük kedilerin sahip olduğu... ...koruma gücüne sahip. | TED | وعندما تظن ان كل شيء قد انتهى لا محالة .. يحدث شيء غير متوقع .. شرارة أمل تشعلك .. شيء من الارادة يدفعك شيء يجعلك تناضل .. شيء كان يملكه هذا الفيل شيء يملكه الجميع .. حتى تلك الاسود .. |
Sadece aşk için mücadele etmezsiniz. | Open Subtitles | فأنت تناضل ليس فقط من أجل الحب ...بل تناضل |
Kurduğunuz aile için mücadele edersiniz. | Open Subtitles | من أجل العائلة التي أصبحت عليها ...تناضل |
Umarım istediğin hayat için mücadele edersin. | Open Subtitles | آمل أن تناضل في سبيل الحياة التي تشاؤها |
Ailenin mücadele etmesini nedeni ben değildim Navid, sendin. | Open Subtitles | عائلتك تناضل ليس بسببي, (نافيد), بل بسببك. |
Aki, sadece altı ruhla savaşıyor. | Open Subtitles | "آكي" تناضل بستة أرواح فقط من الثمانية |
Yanlış politikalarla işleyen düşünceler yüzünden şunun için savaşıyor: | Open Subtitles | تناضل من أجل اكثر القيم صحة |
Benim için savaşmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أن تناضل من أجلي |
Ya da Cami'nin ona değer verdiğini.. ..ve onun için savaşmanı isteyeceğini biliyordun. | Open Subtitles | أو ربّما علمت أن (كامي) اهتمّت بها، وكانت ستودّك أن تناضل لأجلها. |