"تناقضات" - ترجمة من عربي إلى تركي

• tutarsızlık
• tutarsızlıklar
• çelişkiler
• çelişki
• Farklılıklar
• Uyuşmazlıklar
• uyuşmazlık
• anlamsızlık
• tutarsızlıkları

Sullivan'ların evi ile başlayarak bütün tapu ve haciz işlemlerine bakıp tutarsızlık arayacağız.
لنكتشف اي تناقضات و على كل عمل ، رهن ، اشعار حصلنا عليه بداء بمنزل سوليفان

Kayıtlarda tutarsızlık var, ...Bay Bishop sizinle birlikte onları kontrol etmemi istedi çünkü bu fırıncılık işinde yönetici sizmişsiniz.
كل ما في الأمر أن هناك تناقضات في دفاتر الحسابات وقد طلب منا السيد بيشوب أن نسألك

Poliçelerde tutarsızlıklar gördük. Aman Tanrım, çük...üstüne bir şey giy.
.. ثمة تناقضات كثيرة بحيث يا للهول، لديك انتصاب

Ve bazı tutarsızlıklar var. Uyuşmayan yerler ve tarihler var.
وهناك تناقضات هناك تواريخ وأماكن لا تتوافق

Ofis diyor ki; "İfadeler karşılaştırıldığında sıkıntılı çelişkiler ortaya çıkıyor."
قال المكتب أن المقارنة بين الإفادات يكشف تناقضات مثيرة للقلق

Çeşitlilik ve karşıtlıklarla dolu bir dünyada, ahmak vaizler, tıpkı benim olduğum gibi, yalnızca ahmak vaziler, gerçeklik kattıkları mitler ve kurgular arasında çelişki görmezler.
أدركت أن العالم مكتظ بأنواع الاختلافات والتناقضات، بدعاة حمقى، فقط الدعاة الحمقى كما كنت، من لا يرون تناقضات في الأساطير والوقائع التي يستعملونها لتأكيد صحتها.

Aralarında küçük Farklılıklar var bir insanın el yazısı, on yılda biraz değişebilir.
هناك تناقضات بسيطه, في مدى أن خطه قد يتغير في خلال 10 سنوات

Kovulduğu günkü zamanlamalarda... Uyuşmazlıklar vardı.
كان هنالك تناقضات في اوقات الدخول في اليوم الذي تم طره فيه

Ya bir tutarsızlık bulamadılar ya da bulmalarına rağmen söylemekten korktular.
‏إما أنهم لم يلاحظوا أية تناقضات‏ ‏أو أن خوفهم الشديد منعهم من إبداء آرائهم. ‏

tutarsızlık yok.
ليس هنالك أيَ تناقضات

Hiç tutarsızlık yok.
ليس هنالك أيَ تناقضات

Dürüst olmak gerekirse söylediklerinde... bazı tutarsızlıklar görüyorum.
لأكون صادقاً معك، هناك تناقضات في كلامك إنه أمرٌ مزعج، لذا من فضلك

Ama bazı tutarsızlıklar incelenelerek yargıç tarafından belgelenmeli.
ولكن هناك تناقضات تحتاج قاضٍ يتقصاها ويوثقها

çelişkiler her yerde var, ikimizin arasında da olacak.
, هناك تناقضات في كلّ مكان خاصّة هنا، بوجودك أنت معي

Toplanan kanıtlarla, kadının ifadesi arasında büyük çelişkiler mevcut.
ثمة تناقضات رئيسية بين بيانها والدليل الموجود

Mesleğime olan inancımı yitirdiğim için değil ama kabullenemediğim bir takım çelişkiler vardı.
ليس بأنّني توقّفت أبدا أمن بالعمل، لكن كان هناك تناقضات بأنّني لا أستطيع أن أصالح...

Yani bugünkü ifadenizle, siz veya ortağınızın o günkü raporu arasında herhangi bir çelişki yok.
إذن لن يكون هناك تناقضات بين شهادتك اليوم وما ورد في تقريرك أو تقرير شريكتك؟

Hikayede başka bir çelişki bulamadım. Sosyal medyanın her yerinde.
لذا لم أستطع إيجاد أي تناقضات في قصته انها منتشر في وسائل التواصل الاجتماعي

Uyuşmazlıklar var diyelim.
هناك ، كما نقول تناقضات

Fakat, bu iki vücut arasında pek çok uyuşmazlık var.
ولكن هنالك تناقضات عدّة بين مجموعتي أعضاء الجسم

Dosyasına bakın. Bir sürü anlamsızlık var. Bazı özel soru işaretleri var.
هناك تناقضات كثيره فى ملفها والكثير من الأسئله

Veritabanında işlem yaptığımda, büyük tutarsızlıkları fark edeceklerdir.
إنّهم... سيلاحظون أي تناقضات كبيرة في قاعدة البيانات