Tek umursadığın kendinsin ve lanet olası bir rockstar olmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | مل ما تهتم به هو نفسك وتُحاول أن تبرز كنجم لامع |
Senin umursadığın tek genç dudağından bir dolar bahşiş alabilmek için striptiz direğinden kayandır. | Open Subtitles | الصغير الوحيد الذي تهتم به هو الذي ينزلق عمود ليمسك سندات الدولارات من فمك |
Ona zarar verirsen dünyada değer verdiğin tek şeyi yok ederim. | Open Subtitles | لو أذيته, سوف أُدمر الشئ الوحيد الذي تهتم به في حياتك |
Bakalım karşında gerçekten değer verdiğin biri varken de aynısını yapabilecek misin? | Open Subtitles | لنرى إذا كنت تستطيع أن تقوم بنفس الشيئ عندما تكون في الميزان حياة شخص تهتم به |
Sadece reytingin umurunda! Korkunç bir adamsın! | Open Subtitles | كل ما تهتم به تقاريرك الغبية أنت رجل فظيع |
Bu günlerden önemsediğin tek şey bu kızı bulmakmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن الشيء الوحيد الذي تهتم به هذه الأيام هو إيجاد هذه الفتاة |
Demek istediğim, yapmak istediğin özel bir şey var mı burada ya da ilgilendiğin bir gazetecilik alanı var mı? | Open Subtitles | ما أعنيه هو, إن كان أي شيء بالتحديد تود فعله هنا أو في أي مجال محدد تهتم به في الصحافة؟ |
Ve beş saatten fazla... ...Ona göz kulak oldu. | TED | وعلى مدى الخمس ساعات اللاحقة كانت تهتم به |
Arkadaşlarınız ölürken; önemsediğiniz her şey yok olurken; yapabileceğiniz başka bir şey yoktur. | Open Subtitles | إنه رد فعل طبيعي عندما يكون أصدقائك يموتون، وكل شيء تهتم به على وشك أن يدمر. |
Tek umursadığın şey kariyerin ve seks hayatındı. | Open Subtitles | والشيء الوحيد الذي كنت تهتم به هو مهنتك و حياتك الجنسية .. |
umursadığın tek zamanın, Bobby, zaman öldürmek olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | حسبت أن الوقت الوحيد الذي تهتم به هو وقت التعويض يا "بوبي" |
Tek umursadığın kişi, kendinsin. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي تهتم به هو نفسك |
değer verdiğin biriyle karşılaştığında, sadece çekip gitmesi zordur. | Open Subtitles | عندما تقابل شخص تهتم به من الصعب أن تبتعد عنه |
Bu dünyada değer verdiğin bir şey var mı diye merak ediyordum ben de. | Open Subtitles | اذا كان هناك أي شيء في هذا العالم تهتم به |
Kitap bile açmamış. Beni deli ediyor. umurunda bile değil sanki. | Open Subtitles | حقاً لقد أغضبتني ، فأنها لم تهتم به أبداً |
Leo onun umurunda bile değil. Ona izin veremezsin. | Open Subtitles | إنها لا تهتم به ، لا يمكنك أن تدعها تفعل ذلك |
önemsediğin şeyleri bırakabilme yetisine sahip değilsin. | Open Subtitles | أنت لست قادراً عن التخلّي عن أيّ شيء تهتم به |
Yapma Joe, önemsediğin tek şey bunun kariyerini nasıl etkileyeceği mi? | Open Subtitles | هيا، هل هذا كل ما تهتم به كيف سيؤثر هذا على مستقبلك الوظيفي؟ |
Yapmaktan hoşlanacağın bir şey bulmalısın. İlgilendiğin bir şey. | Open Subtitles | يجب أن تجد شيئاً تحب فعله, شيئاً تهتم به |
Ona göz kulak olmanı istiyorum. O hasta, kalacak bir yere ihtiyacı var. | Open Subtitles | اريدك ان تهتم به ، إنه مريض ، ويحتاج لمنزل للبقاء به |