Eğer dün gece olsaydı, hâlâ hamile eski karımla olurdum ve onu bir sandalye ve kırbaç kullanarak sakinleştirmeye çalışıyor olurdum. | Open Subtitles | لو كانت ليلة أمس لكنت مازلت مع طليقتي الحامل أحاول تهدئتها مستخدماً كرسياً وسوطاً لأني صدّق أو لاتصدّق |
sakinleştirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انا أحاول تهدئتها إنها قلقه للغايه, |
Evet. Kadın ona bağırıyor. Dr, sakinleştirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنّها تصرخ عليه وهو يُحاول تهدئتها |
İlaçla sakinleştirmeyi deneyene kadar iyiydi. | Open Subtitles | كانت لطيفة حتى حاولنا تهدئتها |
Hâlâ üzgün ama sanırım onu sakinleştirmeyi başardım. | Open Subtitles | -لازالت حزينة، ولكني استطعت تهدئتها |
Acaba onu sakinleştirebilir misin? | Open Subtitles | تهدئتها ؟ أيمكنكِ إخبارها بالعودة ؟ |
Ah, lütfen. Belki annem onu sakinleştirebilir. | Open Subtitles | بحقك ربما يمكن لأمي تهدئتها |
Onu sakinleştirmeye çalışacağım ama olmazsa... | Open Subtitles | ساحاول تهدئتها ولكن ان لم يعمل |
Onu sakinleştirmeye çalıştım, anlarsınız, tutmaya. | Open Subtitles | حاولت تهدئتها بان احتويها |
Oraya vardığında, Margaret üzgündür. Onu sakinleştirmeye çalışır, ancak sakinleşmez. Ona doğruyu söyler. | Open Subtitles | -عندما يصل إلى هناك , "مارجريت" حزينة , يحاول تهدئتها , لكنها لم تهدأ ,تخبره الحقيقة . |
Onu saatlerce sakinleştirmeye çalıştım. | Open Subtitles | كنت أحاول تهدئتها لساعات |
- ...onu sakinleştirmeye çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما كان بهدف تهدئتها حسنا ... |
Onu sakinleştirmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت تهدئتها |
Onu sakinleştirmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت تهدئتها |