Seni okula bırakayım diyecektim, ama bisikletin arabamdan daha hızlı. | Open Subtitles | كنت سوف اعرض عليك توصيلة لكن سيكلك اسرع من سيارتي |
Sıradan bir partiydi. Seni eve bırakayım mı? | Open Subtitles | مرحباً أيتها المتألّقة أتحتاجين توصيلة للمنزل ؟ |
Hey çocuklar, neredeyse İtalya'ya kadar bir araç buldum. | Open Subtitles | يا رفاق ، حصلت على توصيلة تقريبا إلى إيطاليا |
- Hani yürüyecektik? - araba istiyorum. | Open Subtitles | كنت اعتقد انك تريدين التمشية انا اريد توصيلة بالسيارة |
Bu akşam iş çıkışı seni eve Bırakmamı istemezsin herhalde. | Open Subtitles | هل تريدين توصيلة إلي المنزل بعد العمل , أن لم يكن لديك مانع ؟ |
İş mi, yoksa anneme yaptığın özel teslimat mı sadece? | Open Subtitles | من اجل العمل , او توصيلة خاصة الى امى ؟ |
- Seni götüreyim mi? - Olur. - Tamam. | Open Subtitles | أترغبين فى توصيلة ؟ عندما نستيقظ, لا نعرف ماذا حدث |
Seni gördüğüme sevindim. Bunlar iyi insanlar, araca ihtiyaçları var. | Open Subtitles | من الجيّد لرؤيتك هؤلاء الناس الطيبون هنا، بحاجة الى توصيلة |
Sadece arabaya ihtiyacım var. Beni en yakın benzin istasyonunda indirebilirsin. | Open Subtitles | أحتاج إلى توصيلة وحسب يمكنك إنزالى عند أقرب محطة بنزين |
Seni yarın La Libertad'a bırakayım mı? - Olmaz, yapacak çok şey var. | Open Subtitles | احتاج توصيلة الي "لا ليبريتا" غدا لا استطيع, عندي اعمال كثيرة اقوم بها هنا |
Arabanıza kadar bırakayım mı? | Open Subtitles | أيمكنني أن أعطيكَ توصيلة إلى سيّارتكَ؟ |
Seni ve "hiçbir şey"i bırakayım mı? | Open Subtitles | - لا شيء هل انت وهذا الـ لا شيء تريدون توصيلة - نعم |
Hey çocuklar, neredeyse İtalya'ya kadar bir araç buldum. | Open Subtitles | يا رفاق ، حصلت على توصيلة تقريبا إلى إيطاليا |
Tamam, kovboy, kendine bir araç buldun. | Open Subtitles | حسن, يا راعى البقر حصلت لنفسك على توصيلة |
Orada araba bulmak zordu | Open Subtitles | من الصعب الحصول على توصيلة في هذا المكان. |
Yani akşam saat 10:30 gibi, sokaklar evine dönmek için araba bekleyen bir sürü kalbi kırık sürtükle dolacak. | Open Subtitles | إذاً في حوالي العاشرة و النصف ستكون الشوارع مصفوفة بالكثير من الساقطات المحطمات القلب و اللاتي تبحثن عن توصيلة للبيت |
Düşündüm de Bırakmamı isteyebilir saat bu kadar geçken. | Open Subtitles | ظننت أنها ستوافق على توصيلة بهذا الوقت المتأخر |
Yarın akşam bir teslimat alacağız sen de bizimle geleceksin. | Open Subtitles | لدينا توصيلة للمصدر ليلة الغد وستذهب معنا. |
Seni götüreyim mi? Yurda? | Open Subtitles | أتريدين أن أعطيكِ توصيلة للمهجع؟ |
Sadece sete giden araca atladım yönetmene bir merhaba deyip... | Open Subtitles | أنا أحصل على توصيلة إلى موقع التصوير سألقي التحية مرة على المخرج |
Çekici kullanabilecek gibi görünüyorsun. Neden bisikletini arkaya atıp, arabaya binmiyorsun. -Teşekkürler, efendim. | Open Subtitles | أعتقد أنه بإمكانك أن تستفيد من توصيلة لم لا تضع دراجتك في الخلف و تصعد ؟ |
Tren istasyonuna gitmek için hamile bir ergene Otostop çekmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي ان احصل على توصيلة الى محطة القطار بواسطة مراهقة حامل |
Ne istiyorsun, seni eve götürmemi ya da başka bir şey mi? | Open Subtitles | إذاً ما لذي تريدينه, توصيلة للمنزل أو ما شابه؟ |
Seni Meclis'e bırakalım mı? | Open Subtitles | هل تحتاج توصيلة إلى الكابيتول هيل؟ |
Manhattan'dan Queens'e kadar ölü biriyle yolculuk zor olacak, dostum. | Open Subtitles | ستكون توصيلة طويلة بالسيارة مع جثة ميتة من مانهاتن إلى كوينز ، يا رجل |
Beni bırakmayı teklif ettiler. | Open Subtitles | هم عرضو علي توصيلة لقد وقعت كل اشيائي.يجب علي ان انسى الورقة |
Onlar beni eve bırakır. Görüşürüz sonra. | Open Subtitles | ،وأنا لدي توصيلة للمنزل .لذا أراكم لاحقاً يا رفاق |