ويكيبيديا

    "توفر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Topher
        
    • Topper
        
    • Toofer
        
    • temin
        
    • kazandıracak
        
    • sağlıyor
        
    • tasarruf
        
    • sunar
        
    • tasarrufu
        
    • sunuyor
        
    • sağlar
        
    • sağlıyorlar
        
    • sağlayabilir
        
    Yani, bir arkadaşımla, Topher'la, arabayla dolaşıyorduk. Open Subtitles كنت اقود السياره و اتجول مع احد اصدقائي، توفر.
    Topher buda senin küçük şakalarından biri olmasa iyi olur burada Danny Reyes olduğun iddia eden bir çocuk var Danny Reyes Lockton'dan. Open Subtitles توفر , كان من الافضل أن لا أكون من ضمن مزاحك يوجد طفل هنا يدّعون أنه داني رايز داني رايز , من لوكتون رنين أجراس؟
    Topher, korkarım bunların tekrar yapılması gerekiyor. Open Subtitles توفر جميع هذه النسخ بحاجة الى إعادة تدقيق على ما أخشى
    Buzz'ın adını ne zaman ağzıma alsam Topper gidiyor. Open Subtitles وكل مرة أذكر بها إسم باز يتوقف توفر عن التصرف
    Şimdi, Topper'ı bu görevde bunun için istiyoruz. Open Subtitles والآن نحن بحاجة الى توفر من أجل المهمة وذلك بسبب صفته هذه
    Hey Toofer, bir çocuğa Fubu marka bir şey alabilir miyim? Open Subtitles هيه .. توفر .. هل أستطيع أن أشتري لطفل "فوبو " ؟
    Topher, Bay Ambrose'u arıyordum. Open Subtitles توفر , أنا أبحث عن السيد أمبـروز
    Dinle... Topher'ın beni sandalyeye koyması gerekiyor. Open Subtitles أسمعي أحتاج توفر ليضعني على الكرسيّ
    Kimin elinden çıktığını biliyorum. Topher Brink. İcatlarından biriyle hep karşılaşmak istemişimdir. Open Subtitles أعرف من فعلها إنه (توفر برينك) تمنيت دوماً أن أقابل هذا العالم
    Topher size, hizmetinizden yararlanabilmek için neden bu kadar ileri gittiğimizi açıklayacak. Open Subtitles توفر) هنا ليوضح) لماذا قمنا بإختراق جهازك للوصول إليكِ واحصول على خدماتك
    Öyle şeyler ilginizi çekiyorsa tabi. Topher ile Penthouse'da verdiğimiz bir partide tanıştık. Open Subtitles إن كان هذا ما يعجبك. و قد التقينا ب"توفر" في واحد من بيوت "بينتهاوس".
    Topher, üstlerine atlamayacaksan hepsiyle ilgilenmek istiyorum. Open Subtitles "توفر" إن لم تقفز اليهم. سوف أقوم بذلك بنفسي معهم جميعاً.
    Topher bir dahaki takılmamızı organize etmekle meşgul. Open Subtitles توفر مشغول بالتخطيط لمغامرتنا التالية
    Savaşta bizim filomuzun başında Topper Harley olacak. Open Subtitles وأريد أن يكون توفر هارلي مرشد الوحدة الى المعركة
    Başarıyı sağlamak için Topper Harley'e ihtiyacımız var. Open Subtitles ولكي نضمن نجاح العملية نحن بحاجة الى توفر هارلي
    Amiral Benson hakkında bir şey söyleyemem, ama Topper Harley ellerimizin arasında. Open Subtitles -لا أستطيع الحصول على أي شيء من العميد بنسون لكن توفر يلعبها جيداً
    Hey Liz, ben, Lutz, Toofer ve Josh garsonların ninja gibi giyindiği bir bara gidiyoruz. Open Subtitles "أنا و " لتز " و " توفر" و "جوش سنذهب لتلك الحانة التي فيها النادلات يلبسون مثل النينجا
    Toofer bizi siyahi, eşcinsel ve ineklerce kontrol edilen bölgelerden geçirebilir. Open Subtitles (توفر) يمكنه أن يمر بنا خلال أحياء السود, والشاذين, والمعقدين نفسياً.
    Yani gitmek istediğimden değil ama yumurtaları kendinin temin edip etmediğini bilmek istiyorum. Open Subtitles لا أريد الذهاب، هذا ما أقصده، لكني أريد أن أعرف إذا كانت توفر البيض بنفسها.
    Şu anki tedaviniz size zaman kazandıracak... az ya da çok,... ama hepsi bu. Open Subtitles أثناء المعالجة استطعت أن توفر بعض الوقت.. ربما الكثير، وربما القليل. ولكنك امام الامر الواقع الان.
    Şu anki ekonomide şu mesaj da önemli: Bahçeler, aileler için önemli bir ekonomik tasarruf sağlıyor. TED لكن في ظل الاقتصاد الراهن، أعتقد من المهم أن ننشر هذه الرسالة، أن الحدائق أيضًا توفر مدخرات اقتصادية مهمة للعائلات.
    Kuvvetli bir altyapı,belediyelerin... ...hem altyapıyla hem de sosyal ihtiyaçlarla... ...başa çıkması için maliyetten tasarruf yolları sağlayabilir. TED مشاريع البنية التحتية الذكية يمكن أن توفر سبل توفير التكاليف للبلديات للتعامل مع البنية التحتية والحاجات الاجتماعية.
    Çünkü sonuç olarak hepimiz insanız ve beyinlerimiz bir spektrumda deneyim sunar. TED لأننا حسب التحليل النهائي: جميعنا بشر توفر لنا أدمغتنا سلسلة من التجارب.
    Bu havalı şeyler hem para tasarrufu yapıyor, hem de kirliliği azaltıyor. TED وهذه صنائع رائعة بالفعل فهي توفر المال، وتقلل التلوث.
    Ama kitap kılıfının içinde bir zarf var. Kitap kapağıın altında bir reklam var. Mavi bir balina için 30 günlük risksiz deneme teklifi sunuyor. TED ولكن القضية تحت السترة، وهذا الغطاء أسفل الكتاب، السترة، وهذه الدعاية والتي توفر تجربة 30 يوم مجانية للحوت الازرق.
    Modern gece görüş gözlükleri tam karanlıkta bile görüş sağlar,.. Open Subtitles مناظير الرؤية الليلية الحديثة توفر الرؤية في الظلام الدامس تقريباً
    İyi çalışmaları desteklemek için öğretmenlere birlikte çalışmaları için uygun ortam sağlıyorlar. TED كما توفر المناخ المناسبالذي يمكن المدرسين من العمل معا لخلق ممارسات جيدة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد