Hayatın çok hızlı geçtiğini fark ettim. Bir şeyleri yazmazsan kayboluyor. | Open Subtitles | لقد تيقنت بأن الحياة تمر سريعاُ وإذا لم تسجلي الأشياء فإنها ستفقد |
İlişkilerimde bu kadar iyi olmamın sebebini fark ettim. | Open Subtitles | تيقنت تماماً لم أنا جيد في إدارة العلاقات |
Kapı çaldı. Polisin yüzünü gördüğüm anda ne olduğunu hemen anladım. | Open Subtitles | ،دُقَ الجرس من تلك اللحظة تيقنت بأنّ ذلك وجه شرطي، مباشرةً |
Sonra aramızda bir şeyin olması gerektiğini anladım, bir okyanus mesela. | Open Subtitles | عندها تيقنت أنه لا بد أن هناك شيئا بيننا حتى ولو كان المحيط |
Diğer erkeklerden daha farklı bir hayat sürdüğümü hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما تيقنت بأني قد عشت حياة تختلف عن حياة الرجال |
Bu yüzden, sonumun geldiğini biliyordum. | TED | ولهذا السبب، تيقنت أن هذه هي النهاية بالنسبة لي. |
Evet ama başka biriyle evlenmem gerektiğini fark ettim. | Open Subtitles | أعلم ، ولكننى تيقنت أننى يجب أن أتزوج أحد آخر. |
Başka bir gece Tristan, içinde bulundukları evin her yerinde bomba için kullanılan birçok patlayıcı parçanın olduğunu, hatta patlayıcıların bulundukları yer ile gidecekleri yer arasındaki yola yerleştirildiğini fark etmişti. | TED | وفي ليلة أخرى تيقنت تريستان لوجود متفجرات حول المنزل الذي يقطنون فيه، وفي الحقيقة تلك المتفجرات كانت على مدى الطريق الرابط بين المنزل والمكان المُتسهدف في تلك الليلة. |
Daha sonra yeni bir kadını tercih ettiğimi fark ediyorum. | Open Subtitles | تيقنت حينها انني افضل المرأة الجديدة |
Bu hatayı fark edince silahları iade ettim. | Open Subtitles | وعندما تيقنت من الخطأ ارجعت بنادق الصيد |
Sonra fark ettim ki gerçekten istediği kişi sensin. | Open Subtitles | ولكننى تيقنت أنه يريدك أنت. |
Şimdi fark ettim. | Open Subtitles | لقد تيقنت للتو |
Ve bu ava şahsen katıldığını görünce bunu yapmanın yanlış olduğunu anladım. | Open Subtitles | و عندما تدخلت في الأمر بنفسك تيقنت أنه كان خطأ أنت ظننت أنني أطلق النار أولاً |
O zaman anladım ki sen benim tanıdığım Alex değildin. | Open Subtitles | أعني، أنه عندما تيقنت من أنكِ لستِ على سجيتكِ |
Bu işin bedelinin çok ağır olduğunu ve ne üç çocuğuma, ne de kocama bunları yaşatmak istemediğimi anladım. | Open Subtitles | تيقنت ان ثمن هذه الوظيفة غالي جدا لن أعرض ابنائي الثلاثة... ...ولزوجي ولنفسي لحملة اخرى مشابهة |
Yaptıklarımın CIA tarafından desteklenmediğini o zaman anladım. | Open Subtitles | عندها تيقنت أن عملي ليس تابعًا "إلى "وكالة الاستخبارات المركزية |
CIA'e çalışmadığımı o zaman anladım. | Open Subtitles | عندها تيقنت أن عملي ليس تابعًا "إلى "وكالة الاستخبارات المركزية |
Yaşadığını anladım. | Open Subtitles | هكذا تيقنت بأنك مازلت حياً |
Arkadan aynı bana benziyordu ve onu bir daha göremeyeceğimi biliyordum. | Open Subtitles | ثم حانت منه إلتفاته للوراء ونظر لى وقتها تيقنت أننى لن أراه ثانية |
Kalbimde senin yayınlamadığını biliyordum. | Open Subtitles | لقد تيقنت أنكِ لم ترسليها في قلبي |
İşte o anda doğru ekibi bir araya getirdiğimi biliyordum. | Open Subtitles | "في هذه اللحظة، تيقنت بأنني جمعت الفريق المطلوب" |
Bu benimle tekrar tekrar paylaştığı bir dersti, ve ben de bunun doğru olduğunu en zor şekilde öğrendim. | TED | هذا درس كرره لي مرارا و تكرارا، وقد تيقنت من صحته بطريقة لم تكن سهلة. |