"تيقنت" - Traduction Arabe en Turc

    • fark
        
    • anladım
        
    • biliyordum
        
    • olduğunu
        
    Hayatın çok hızlı geçtiğini fark ettim. Bir şeyleri yazmazsan kayboluyor. Open Subtitles لقد تيقنت بأن الحياة تمر سريعاُ وإذا لم تسجلي الأشياء فإنها ستفقد
    İlişkilerimde bu kadar iyi olmamın sebebini fark ettim. Open Subtitles تيقنت تماماً لم أنا جيد في إدارة العلاقات
    Kapı çaldı. Polisin yüzünü gördüğüm anda ne olduğunu hemen anladım. Open Subtitles ،دُقَ الجرس من تلك اللحظة تيقنت بأنّ ذلك وجه شرطي، مباشرةً
    Sonra aramızda bir şeyin olması gerektiğini anladım, bir okyanus mesela. Open Subtitles عندها تيقنت أنه لا بد أن هناك شيئا بيننا حتى ولو كان المحيط
    Diğer erkeklerden daha farklı bir hayat sürdüğümü hep biliyordum. Open Subtitles لطالما تيقنت بأني قد عشت حياة تختلف عن حياة الرجال
    Bu yüzden, sonumun geldiğini biliyordum. TED ولهذا السبب، تيقنت أن هذه هي النهاية بالنسبة لي.
    Evet ama başka biriyle evlenmem gerektiğini fark ettim. Open Subtitles أعلم ، ولكننى تيقنت أننى يجب أن أتزوج أحد آخر.
    Başka bir gece Tristan, içinde bulundukları evin her yerinde bomba için kullanılan birçok patlayıcı parçanın olduğunu, hatta patlayıcıların bulundukları yer ile gidecekleri yer arasındaki yola yerleştirildiğini fark etmişti. TED وفي ليلة أخرى تيقنت تريستان لوجود متفجرات حول المنزل الذي يقطنون فيه، وفي الحقيقة تلك المتفجرات كانت على مدى الطريق الرابط بين المنزل والمكان المُتسهدف في تلك الليلة.
    Daha sonra yeni bir kadını tercih ettiğimi fark ediyorum. Open Subtitles تيقنت حينها انني افضل المرأة الجديدة
    Bu hatayı fark edince silahları iade ettim. Open Subtitles وعندما تيقنت من الخطأ ارجعت بنادق الصيد
    Sonra fark ettim ki gerçekten istediği kişi sensin. Open Subtitles ولكننى تيقنت أنه يريدك أنت.
    Şimdi fark ettim. Open Subtitles لقد تيقنت للتو
    Ve bu ava şahsen katıldığını görünce bunu yapmanın yanlış olduğunu anladım. Open Subtitles و عندما تدخلت في الأمر بنفسك تيقنت أنه كان خطأ أنت ظننت أنني أطلق النار أولاً
    O zaman anladım ki sen benim tanıdığım Alex değildin. Open Subtitles أعني، أنه عندما تيقنت من أنكِ لستِ على سجيتكِ
    Bu işin bedelinin çok ağır olduğunu ve ne üç çocuğuma, ne de kocama bunları yaşatmak istemediğimi anladım. Open Subtitles تيقنت ان ثمن هذه الوظيفة غالي جدا لن أعرض ابنائي الثلاثة... ...ولزوجي ولنفسي لحملة اخرى مشابهة
    Yaptıklarımın CIA tarafından desteklenmediğini o zaman anladım. Open Subtitles عندها تيقنت أن عملي ليس تابعًا "إلى "وكالة الاستخبارات المركزية
    CIA'e çalışmadığımı o zaman anladım. Open Subtitles عندها تيقنت أن عملي ليس تابعًا "إلى "وكالة الاستخبارات المركزية
    Yaşadığını anladım. Open Subtitles هكذا تيقنت بأنك مازلت حياً
    Arkadan aynı bana benziyordu ve onu bir daha göremeyeceğimi biliyordum. Open Subtitles ثم حانت منه إلتفاته للوراء ونظر لى وقتها تيقنت أننى لن أراه ثانية
    Kalbimde senin yayınlamadığını biliyordum. Open Subtitles لقد تيقنت أنكِ لم ترسليها في قلبي
    İşte o anda doğru ekibi bir araya getirdiğimi biliyordum. Open Subtitles "في هذه اللحظة، تيقنت بأنني جمعت الفريق المطلوب"
    Bu benimle tekrar tekrar paylaştığı bir dersti, ve ben de bunun doğru olduğunu en zor şekilde öğrendim. TED هذا درس كرره لي مرارا و تكرارا، وقد تيقنت من صحته بطريقة لم تكن سهلة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus