Aman Tanrım! Bu şeyi seviyor musunuz? | Open Subtitles | يا للسماء هل أصبحت تُحب هذه الأطعمة فجأة؟ |
Çılgın bir bayan, zengin, yemek yapmayı seviyor, düzüşmeyi seviyor. | Open Subtitles | أنثى طائشة، غنيّة، تُحب الطهو تُحب المُضاجعة |
İnsanlar senden çekiniyor Ted... ve sen bunu seviyorsun çünkü biliyorsun ki böyle olunca... | Open Subtitles | الناس يرونك مُرعباً، تيد وأنت تُحب ذلك لأنه يعني |
Bir dahaki sefere beni ara. Esmer şekeri seversin sen. | Open Subtitles | حسناً,في المرة القادمة,إتصل بي تُحب السكر البني في كل شيء |
Marge cazı sevdiğini söyler ama Glenn Miller'ı cazcı sanır. | Open Subtitles | مارج تُحب الجاز و لكنها تعتقد بأن جلين ميللر فنان جاز |
aşık kimse sırrını saklamalı ve ona teslim olmalı. | Open Subtitles | قلت : أن التي تُحب هي التي يجب أن تكتم السر وتجعله مُستسلم لها |
ıyi olanlar için adaleti sağlamak hoşuna gitmeye başladı bence. | Open Subtitles | أعتقد أنك بدأت تُحب السعى نحو تحقيق العدالة للأشخاص الأخيار |
Evime o topuklularıyla apar topar girmeye bayılıyor. | Open Subtitles | أنها فقط تُحب ترقص الفالس في بيتي في تلك الحذاء الكعب العالي |
Birini seviyor olman sana yanlarında kalıp hayatlarını berbat etme hakkını vermez. | Open Subtitles | ليس لأنك تُحب شخصًا ما لا يعني بأنّ عليك البقاء لتَفسد عليهم حياتهم. |
Çimen tabi ki golf çimeni ve dişiler bunları çok seviyor. | Open Subtitles | العشبهو,بالطبع,عشب الجولف، لِذا هي بالتأكيد تُحب ذلك |
"Erkek arkadasindan hoslaniyor olabilir ama kocasini seviyor" dedi. | Open Subtitles | لقد قال .. هي ربما تُحب اصدقائها الحميميين لكنها تعشق زوجها |
Opera seviyorsun yani. Sezonun açılışına seni davet eden ilk kişi olabilir miyim? | Open Subtitles | اذاً انت تُحب الأوبرا, حسناً اتسمح لي أن أكون أول من يدعوك لحفل افتتاح الموسم ؟ |
Demek istediğim, sen gerçekten hayvanları bu kadar çok mu seviyorsun ? | Open Subtitles | اعني، هل حقاً تُحب الحيوانات لهذه الدرجة؟ |
Dedektifle çalışmayı seviyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تُحب العمل مع المُحققة ، أليس كذلك ؟ |
- Yumurtanı nasıl seversin? Sahanda mı yoksa 2 tarafı da pişsin mi? | Open Subtitles | كيف تُحب بويضاتك ، يا أخي سهلة أم مُشرقة ؟ |
Marge cazı sevdiğini söyler ama Glenn Miller'ı cazcı sanır. | Open Subtitles | مارج تُحب الجاز و لكنها تعتقد بأن جلين ميللر فنان جاز |
Ve Betty dizideki Dr. David Ravell'e aşık. | Open Subtitles | وبيتي تُحب الدكتور ديفيد رافيل الموجود في المسلسل |
Bir şey soracağım, neden bize bunları yaptırmak hoşuna gidiyor | Open Subtitles | حسناً، أيمكنني أن أسألك شيء؟ لمَ تُحب أن تجعلنا نقوم بهذه الأشياء؟ |
Olgun bayan gece hayatına bayılıyor, rahat düşkünü ve iki kişilik banyosu var. | Open Subtitles | ...أنثى ناضجة تُحب حياة العربدة، والنيران المُريحة وفقاعات الحمام لشخصان |
Git kendine birkaç sincap bul. Sincaplar ekmeğe bayılır. | Open Subtitles | . إذهب و أبحث لنفسك عن بعض السناجب السناجب تُحب الخبز |
sevdiğin bir şeyi yaparken ölmek trajik değildir. | Open Subtitles | ليس من المُفجع أن تموت وأنت تفعل ما تُحب |
Sizi seven herkes öldüğünüzü düşünürken hayalet gibi yaşamak pek zor değil. | Open Subtitles | ليس من الصعب أن تعيش كشبح عندما يعتقد جميع من تُحب أنّك ميّت. |
İmparatorluğu sevmiyor olabilirsiniz ama Afrika'yı sevdiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | ربما لا تحب الإمبراطوريّة البريطانية ولكنني أعلم بِأنكَ تُحب أفريقيا |
Karın kızlardan mı hoşlanıyor? | Open Subtitles | زوجتك تُحب الفتيات المُثيرات ؟ |
Bir yerlerde pat diye ortaya çıkmaya bayılıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | حسنٌ، يبدو أنكَ تُحب الظهور فجأة في كل الأماكن، أليس كذلك؟ لنذهب |
İşlerin senin için yapılmasından hoşlanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تُحب أن تنجز أمورك , اليس كذلك؟ |
Polisler başka bir polisin peşinde olmayı sevmez pek. | Open Subtitles | أعلم أنّك تعرف أن الشُرطة لا تُحب البحث وراء شُرطي آخَر. |