Tüm insanlık tarihinin bu paha biçilmez ânı için yeryüzündeki tüm insanlar tek yürek oldular. | Open Subtitles | للحظة لا تُقدّر بثمن، وفي تاريخ العالم، بات جميع الأشخاص على وجه الأرض فرداً واحداً. |
Mütevazı ve iğrenç olabilir, buna rağmen topluluğa paha biçilemez bir hizmet vereceksin. | Open Subtitles | لربّما تكون متواضعة ومثيرة للاشمئزاز، لكنّكَ تقدّم خدمةً لا تُقدّر بثمن للمجتمع. |
Ama yaşamın benim için paha biçilemez. paha biçilemez. | Open Subtitles | لكن حياتك لا تُقدّر بثمن بالنسبة لي، لا تقدّر بثمن. |
Ama değeri 60 milyon dolar diyebilirim. | Open Subtitles | لكن سأقول أنّها تُقدّر بـ60 مليون دولار. |
Bugün, milyar dolarlık bir sektöre dönüşmüş durumda. | Open Subtitles | اليوم، صارت صناعة تُقدّر بمليارات الدولارات |
Bazıları paha biçilmezdir; yine de hiçbir bedeli olmaz. | Open Subtitles | بعض القُبلات لا تُقدّر بثمن لكن لا تُكلّفُ شيئًا |
Bakmaktan bahsetmiyorum bile yüzün. paha biçilmez. | Open Subtitles | ناهيك عن النظرة على وجهك انها لا تُقدّر بثمنٍ |
Şikâyet etmekle tehdit ettiğinde adamın yüzündeki ifadeyi görmek paha biçilmezdi. | Open Subtitles | النظرة على وجه ذلك الرجل عندما هدّدتِ بالإبلاغ عنه كانت لا تُقدّر بثمن. |
Hatta paha biçilemez. | Open Subtitles | في الواقع، إنّها لا تُقدّر بثمن. |
paha biçilemez. | Open Subtitles | كانت لا تُقدّر بثمن |
Güvense, paha biçilemez. | Open Subtitles | بينما الثقة لا تُقدّر بثمن. |
Bunlar paha biçilemez. | Open Subtitles | هذه لا تُقدّر بثمن. |
paha biçilemez. | Open Subtitles | كانت لا تُقدّر بثمن |
paha biçilemeyen demek. | Open Subtitles | لا تُقدّر بثمن، صحيح؟ |
paha biçilemez mi? | Open Subtitles | لا تُقدّر بثمن؟ |
paha biçilemez mi? | Open Subtitles | لا تُقدّر بثمن؟ |
paha biçilemez bir hediye. | Open Subtitles | هدية لا تُقدّر بثمن |
Elise Vogelsong paha biçilemeyen ünlü Vogelsong Madalyası ile geleneksel Vogelsong Vakfı yemeği için gelen yabancı ülkelerin ileri gelenlerini karşılıyor. | Open Subtitles | "إليز فوغلسونغ) تُرحّب بالشخصيّات الأجنبيّة) لعشاء مُؤسّسة (فوغلسونغ) السنوي،" "ترتدي ميداليّة عائلة (فوغلسونغ) الشهيرة والتي لا تُقدّر بثمن." |
Tablonun değeri 100 milyon. Eğer bir an önce konuşmazsa, tabloyu bir daha göremeyiz. | Open Subtitles | اللوحة تُقدّر قيمتها بـ100 مليون دولار، إذا لمْ يتحدّث بسرعة فلن نراها مُجدّداً. |
Elden çıkarma değeri piyasa fiyatının iki katı. Bu anlaşma kendini finansa ediyor. | Open Subtitles | تُقدّر قيمة التقسيم ضعف سعر السوق |
değeri 50,000 ama. | Open Subtitles | إنها تُقدّر بـ خمسين ألف دولار |
Babamdan duyduğuma göre bir milyar doların varmış. | Open Subtitles | سمعتُ أبي يقول أنك تملك ثروة تُقدّر بميليار دولار. |