ويكيبيديا

    "ثروةً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • servet
        
    • servete
        
    Otomasyon daha az zamanda daha çok iş yapmamızı sağlayan servet getirecek. TED التشغيل الآلي ينشِأ ثروةً من خلال السماح لنا بالقيام بمزيد من العمل في وقت أقل.
    Önde gelen bir iş adamı. Tekstilden bir servet kazandı. Open Subtitles هو كَانَ a نائب عملِ وهو عَمِلَ ثروةً في المنسوجاتِ.
    Çeşitli yardım kuruluşlarına küçük bir servet bırakıyormuş. Open Subtitles إنها تترك ثروةً صغيرة لبعض الأعمال الخيرية
    Genpou Ailesi kuşaklar boyu süren oyuncak üretimi ve pazarlaması ile büyük bir servete kavuştu. Open Subtitles عائلةُ جيبنو حققت ثروةً هائلة من خلال إنتاج و بيع الالعاب عبر الاجيال
    Aman tanrım. Sana bir servete mal olmuş olmalı. Open Subtitles يا الهي لا بد أنه كلفك ثروةً كبيرة
    - Çok pis işler,Frank. - ...arkasında kan izi bırakırken kendine geniş bir servet kazandı. Open Subtitles تلك أشياء بشعة فعلاً يا فرانك يكدس ثروةً لنفسه
    Davranışların bu ailenin ismini lekeliyor ve seni beladan kurtarabilmek için şimdiden bir servet harcadım bile. Open Subtitles السّلوك أضرّ باسم العائلة الطّيّب، ولقد أنفقتُ ثروةً لإخراجكَ من المتاعب.
    Eğer stoklar düşerse, o yatırımcı bir servet yapacak. Open Subtitles وذلك المستثمر سيجني ثروةً إن قلّ سعر الأسهم.
    Tüccarlar bunun için ufak bir servet istiyorlar. Open Subtitles يطلبُ التُجّار ثروةً صغيرة مُقابل إيّاه.
    Gerilla gruplarına sağladığı ateşli silahlar ve yan ürünlerden koca bir servet kazanmış. Open Subtitles جنى ثروةً كبيرةً يوفّرُ حاجيات الجماعات المسلّحة من أسلحة صغيرة، ومعدّات أخرى
    Dansçı oldu ve müthiş bir servet yaptı. Open Subtitles حقق ثروةً ، كــان أروع شيء تـراه
    Kendisi de Kauai'den ve Silikon Vadisi'nden bir servet kazandı. Open Subtitles "إنّه في الواقع من (كاواي)، صنع ثروةً في (سيليكون فالي)"
    Aradığı şey neyse, bulmak için bir servet harcıyor. Open Subtitles أيّاً يكن، فهو يُنفقُ ثروةً لإيجاده
    - Ne oldu be? Kuşlar kaybetti. Bir servet kaybettim. Open Subtitles إنْ خسر '' النسور '' سأخسر ثروةً كبيرة إلى (راندي)
    Ve daha sonra bilinen yayıncının biri sana yazacağın sadece insanları gerçekten öğrenmek istediklerinden bahsetmeyen kitabın için bir servet öder. Open Subtitles وبعدها ستعرض عليك دار نشر محترمة ثروةً لكتابة كتاب وسوف تقبل كتابته ولكن الكتاب لن يتكلم عن ما يريد كل الناس معرفته حقًا
    Demek Downton'ı kurtarabilecek bir servet kazanıyorsun ve ondan vazgeçiyorsun? Open Subtitles إذاً هذه هي اللحظة عندما تستلم فيها ثروةً ضخمة بإمكانها أن تنقذ "داونتون" و أنت تتخلى عنها؟
    O amelelere bir servet sunuyorum, onlar yine de Pamuk Prenses'i koruyorlar. Open Subtitles عرضتُ ثروةً على هؤلاء الفلّاحين و رغم ذلك يستمرّون بحماية (سنو وايت)
    Bu gecikmeler bir servete mal olur. Open Subtitles هذه الأنواع من الممّاطلات تكلّف ثروةً.
    Bu müvekkilim için bir servete mal olur. Open Subtitles سيكلّف هذا ثروةً من موكّلي
    Seni anlıyorum. Lyndsey ile düğünümüz.. ..bana bir servete mal oluyordu. Open Subtitles أعرف ما تقصده، زواجي من (ليندزي) كلّفني ثروةً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد