İnsanlığa dair güvenini kaybetmektense mutlu sona olan inancını kaybetmek daha kötü. | Open Subtitles | وبقدر ما يبدو فقدان الثقة بالانسانية سيئا فقدان ثقتك بالنهايات السعيدة اسوء |
Bana o kadar güvenmene karşılık en azından güvenini kazanmışımdır bence. | Open Subtitles | بعد كلّ ما أسررتِ به إليّ يفترض أن أحوز ثقتك أقلّها |
Ben, Ajay Sharma olarak senin güvenini kazanamadım ama bu güven Vicky Malhotra olarak kazanıldı bu yarışta benimle karşılaşmak için hazır ol. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أربح ثقتك كأجاى شارما لكني ربحت تلك الثقة كفيكي مالهوترا في مضمار السباق في إجتماع واحد |
Ne kadar rekabetçisin, hangi riskleri alıyorsun, kendine güvenin ne durumda? | Open Subtitles | مامدى قوة تنافسك ، أيّ مخاطرة تتخذها ، مامدى قوة ثقتك |
Sana dünyaları sunmuştum ama, ilk sınavımda güvenine ihanet ettim. | Open Subtitles | قدمتُ لك كل شي ولأول أختبارٍ لي خنتُ ثقتك |
Bana güvendiğin için teşekkür ederim, Diane ama herhangi bir söz veremem. | Open Subtitles | شكرا على ثقتك ولكن لا استطيع ان التزم لـ هذه الخطوة |
Bir dahaki sefere, güvenini daha fazla sağduyuyla değiştirmelisin. | Open Subtitles | فى المرة القادمة, ضع ثقتك فى شخص اكثر تقديرا |
Sonra üçüncüsü, senin tarafını tuttuğu için... güvenini kazanan. | Open Subtitles | ثم الثالث الذي نال ثقتك لمجرد أنه يؤيد رأيك |
Danielle, sana vereceğim en iyi tavsiye Mösyönle yüzleşmek veya .kendine güvenini geliştirmeye çalışmak olacaktır. | Open Subtitles | برائيي ان افضل نصيحة اقدمها لك هي هي اما ان تواجهي المثيو او ان تعززي ثقتك بنفسك شكرا لاتصالك |
güven oyunu takdir ediyorum, ama belki de Eddie bu konuda haklı. | Open Subtitles | أقدر ثقتك بي لكن ربما إدى لديه وجهة نظر أخرى |
güven kazanana kadar daha az skeçte oynamak istersen uyarız. | Open Subtitles | إن أردت أن تكون بمشاهد أقل حتى ،تزداد ثقتك بنفسك سنلبي إحتياجاتك |
Heyhat, bu senin kendine güvenin akıl bırakmıyor sende. | Open Subtitles | وا أسفاه، يا مولاي، إن حكمتك تذوي أمام ثقتك |
Kendini küçük görmemelisin. Kendine olan güvenin çok az, ama sen harika bir insansın. | Open Subtitles | لا يجب أن تسترخصى نفسك , ثقتك بنفسك قليلة للغاية أنتى فتاة رائعة |
Senin aşkına veya güvenine sahip olmaya hiçbir hakkım yok fakat lütfen inan, seni hiçbir zaman aldatmaya çalışmadım. | Open Subtitles | ليس لي الحق في ثقتك أو في الفوز بحبك لكن أرجوكِ صدقيني لم أقصد أبداً خداعِك |
Öyle görünüyor ki ben güvendiğin biri değilim yani sen başkanlık makamında kendi kendine dikiliyorsun. | Open Subtitles | من الواضح أني لست محل ثقتك لذا قف وحدك على الختم الرئاسي واحتفل بنفسك |
Şekillendirilebilirler. Kolayca farklılaşabilirler. Sonuç olarak, hepimiz dikkatli olmalıyız, zira anılarımızın kesinliği ne kadar canlı olduğuyla veya bizim doğru olduklarından ne kadar emin olduğumuzla ölçülmüyor. | TED | انها لينه، انها متقلبه لذلك علينا ان نتذكر ان نكون حذرين ان دقة ذاكرتنا لا تقاس بمدى قوتها او مدى ثقتك بصحتها |
Umarım bu sizin bize olan güveninizi sarsmaz. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد آمل ألا يقوض ما حدث ثقتك فينا |
Sınırsız güveniniz bizi mahkeme süresince büyük ölçüde teselli etti. | Open Subtitles | ثقتك الغير محدودة مع عزاء كبير في كافة أنحاء الإجراءاتِ أنظروا .. |
Bir konuda bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | أنت ستضظرين أن تضعي ثقتك في حول هذا الأمر الهام |
Bu, son çıktığın o adama güvenmen gibi mi? Hani mücevherlerinin yarısını çalıp eBay'de satmıştı. | Open Subtitles | اخر رجل وضعتى ثقتك فيه سرق نصف مجوهراتك وباعها على الرصيف |
Ameliyatın önemli olduğunu düşünen birine güveniyorsun. | Open Subtitles | أنت تضع ثقتك في شخص يرى حقاً أن هذه الجراحة مهمة |
Hiç kimse yapmazken bana inandığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً علي ثقتك بي وقتما لم يفعل أي شخص آخر |
Tanrı'ya olan inancın konusunda değil, insanlara olan inancın konusunda endişe ediyorum. | Open Subtitles | إيمانك بالرّب ليس ما أخشاه، لكن أخشى على ثقتك في رجل |
Ülkemizi tüm dünyada temsil etmek konusunda bana güvendiğiniz için inanılmaz minnettarım. | Open Subtitles | وأنا ممتنة جداً لأنك وضعت ثقتك فيّ لأمثل دولتنا حول العالم |
Hayır, hayır, hayır. Bana bundan biraz daha fazla güveni ver. | Open Subtitles | لا , لا , لا , فلتكن ثقتك بي أكثر من ذلك |