| Bana onun güvenini kazanmamı söyledin, ben de bunun için uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنت اخبرتني ان احصل على ثقتها. وأنا أحاول الحصول على ثقتها. |
| Kilo verip kendine güvenini artırmadan önce onun gözüne girme şansına sahipsin. | Open Subtitles | فلديك الفرصة لتصاحبها قبل أن تفقد الوزن الزائد و تزيد ثقتها بنفسها |
| Borden'a göre onunla böyle oynamak, bize olan güvenini azaltıyor. | Open Subtitles | بوردن يعتقد أن التلاعب بها هكذا قد يُدمر ثقتها بنا |
| Ve sonraki gün birisinin onun güvenine ihanet ettiğini söylemiş. | Open Subtitles | وقالت أنّ شخصاً خان ثقتها باليوم التالي. |
| Onun öz güveni kızkardeşlik tarafından, topluluk tarafından destekleniyordu. | TED | بل ثقتها هذه كانت مدعومة من إخواتها بواسطة المجتمع |
| Bu, önem taşıyan her kurucuya karşı güvenini kaybetmiş bir organizasyondu. | TED | كانت هذه منظمة فقدت ثقتها بكل العناصر ذات الأهمية. |
| Son zamanlarda çok destekleyici, ve onun güvenini kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | فلقد كانت مساندة لي جداً ولا أريد أن أفقد ثقتها ثانية ً |
| Bir süreliğine kendine güvenini kaybetti. Ama artık değişti. | Open Subtitles | لقد فقدت ثقتها بنفسها لوهله من الوقت و لكنها اختلفت الان |
| Ben onun güvenini kazanır kazanmaz, sizinle konuşmasını sağlamalıyım. | Open Subtitles | بمجرد أن أنال ثقتها قد أحتاج إليك لتحدثها |
| - Kabul edeceğim ve güvenini kazanmak için böyle yaptığımı söyleyeceğim. | Open Subtitles | -سأعترف لها بذلك و أقول لها أنّها الطريقة الوحيدة لربح ثقتها |
| Eğer söylersem, sadakatimi kanıtlarım, güvenini pekiştirmeye yardımı olur. | Open Subtitles | إذا أخبرتها، يمكن أن أُثبت ولائي لها، أضمن ثقتها |
| güvenini kazanmak zorundasınız. | Open Subtitles | أوه، وقالت انها خائفة جدا الآن عليك أن تكسب ثقتها |
| Ama Kitty güvenini tamamen kaybetti.. Bu yüzden gülecek izleyici lazım. | Open Subtitles | ولكن انها فقدت ثقتها تماما . لذلك فإنني بحاجة إلى جمهور لطيف. |
| Başarılı bir biçimde kötücül pençelerinin arasından sıyrıldığımızda kızın güvenini kazanmış olurum. | Open Subtitles | عندما ننجح من الإفلات من . قبضتك الشريرة ، سأكسب ثقتها |
| güvenini kazanıp, rahat hissetmesini sağlamadan hiçbir şey öğrenemeyiz. | Open Subtitles | حسنًا، لن نعرف شيء حتى ننال ثقتها ونجعلها تشعر كأنها بدارها، كيف حالها؟ |
| Onun güvenini kazan o zaman sana karşı değil senin için çalışır. | Open Subtitles | اكتسبي ثقتها وستدفعينها لخدمة مصالحك بدلاً من محاربتك |
| Onun bizim ilgimize ihtiyacı var, bizim de onun güvenine. | Open Subtitles | إنها تحتاج إلى رعايتنا، ونحن بحاجة إلى ثقتها. |
| Olasılıklar ise kısa boylu, kendine güveni az, Çin'de devletin araştırma tesisinde yaşayan fizikçi bir kadın. | Open Subtitles | فالاحتمالات تقول أنها عالمة فيزياء قصيرة, ثقتها بنفسها معدومة و تعيش في مركز للأبحاث الحكومية في الصين |
| Benim varlığım onun Güven sorununa yardımcı olmayacak. Ben evimde olacağım. | Open Subtitles | وجودي لن يُساعدها في كسب ثقتها سوف أكون في شقتي |
| Çocuk haklı. özgüven işine yarayabilir. | Open Subtitles | حسنا , هذا الصبى محق ربما ستستعيد ثقتها حينها |
| Bu akşam gitmek için çok heyecanlı olduğunu söyledi, ve özgüveni dibe vurdu. | Open Subtitles | إنها تقول بأنها في حالة نفسية صعب لتذهب الليلة و ثقتها معدومة |
| Eğer biri ona iyi davranırsa belki bu onun özgüvenini arttırır. | Open Subtitles | لعله اذا كان الشخص رائع في التغيير wسوف يعيد لها ثقتها. |
| Kendine olan saygısını artırmaya ve parlaması için şans vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أنمي ثقتها بذاتها وأعطيها فرصة لتشرق |