Acaba Buzdolabında hiç insan kafası var mı diye kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سأذهب الآن لأتفقد ثلاجتك من الرؤوس الآدمية |
Evimdeki Buzdolabında seninkinin bir kopyasını tutuyorum. | Open Subtitles | إنني أحتفظ بنسخة طبق الأصل من ثلاجتك في منزلي |
Buzdolabın boş. | Open Subtitles | إن ثلاجتك فارغة ، لذلك |
Evine gelip buzdolabını kolaçan etmeye kalkarsa onu oradan uzaklaştır. | Open Subtitles | و إذا أتت لمنزلك وبدأت بالتطفل حول ثلاجتك |
buzdolabına as ki, her zaman başkalarının kocaları ile yatmaman gerektiğini hatırla. | Open Subtitles | ضعيه علي ثلاجتك كي يذكرك بألا تتورطي في علاقة مع رجال متزوجون ستُبلين حسناً في هذا الأمر |
Bu resmin buzdolabının üzerinden aldım. Biliyorum bu benim babam. | Open Subtitles | لقد اخذت تلك الصورة من على ثلاجتك و اعرف ان هذا والدى |
İhtiyacın her şeyi alıp Dolabını doldurmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت فقط ملئ ثلاجتك وأتأكد أن لديك كل ما تريد |
Alo? Buzdolabınız çalışıyor mu? | Open Subtitles | أوه مرحبا، هل ثلاجتك تعمل؟ |
Bunlar bu geceye kadar dondurucunda kalsın, olur mu? | Open Subtitles | ضع هذه في ثلاجتك من أجل الليلة |
Buzdolabınızın altında Pop Tart olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت تعلم بأن هناك حلوى تحت ثلاجتك ؟ |
Bu buzdolabınızdan 395 milyon kat, sıvı nitrojenden 100 milyon kat ve uzay boşluğundan 4 milyon kat daha soğuk. | TED | هي أبرد من ثلاجتك ب 395 مرة، أبرد ب 100 مرة من النيتروجين السائل، وأبرد بأربعة أضعاف من الفضاء الخارجي. |
Ya da, sağlıklı bir şeyler pişirmek istedim ve dün gece, Buzdolabında biradan başka bir şey olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | ،أو، أردتُ أنْ أُعدَّ شيء صِحّيّاً و يجب أن أقول بأنّي لاحظت ليلة البارحة بأنّ ليس لديك شيء في ثلاجتك عدا البيرة |
Buzdolabında bira ve çubuktan başka bir şey yok. | Open Subtitles | ان ثلاجتك ليس بها شيء سوي البيره والمقرمشات |
Buzdolabında 1970'lerden kalma ördek sosu paketleri var. | Open Subtitles | لديك علب صلصلة لعينة في ثلاجتك منذ عـ1970ـام |
Ruzek, Buzdolabın perşembe günü elinde olacak. | Open Subtitles | (روزك) سيصل طلبك من اجل ثلاجتك يوم الخميس |
Buzdolabın kapıdan su mu veriyor ? | Open Subtitles | ثلاجتك تسرب مياه من الباب? |
Yemek mi sipariş edelim yoksa buzdolabını talan mı edelim? | Open Subtitles | هل نأكل خارج المنزل أم نغزو ثلاجتك |
Bilmiyorum, Sen yokken biraz buzdolabını kurcaladım. | Open Subtitles | مررت بجانب ثلاجتك بينما كنت في الخارج |
Şimdi buzdolabına gidecek ve bir bardak bulup eve giderken yanına bir şeyler alacak. | Open Subtitles | انها ستذهب الى ثلاجتك والى خزاناتك ، تبحث عن شيء لكي تأخذه معها الى المنزل |
Tek bilmen gerekense buzdolabına baktım ve sütün tarihi geçmiş. | Open Subtitles | هو أنني راجعت ثلاجتك والكريما انتهت صلاحيتها |
- O kadar soğuk ki, bardak buğulanıyor. - Ama o senin buzdolabının içi. | Open Subtitles | ـ من الجميل أن تحصل على شبورة على جانب الكوب ـ حسنا، هذا في ثلاجتك |
Sen de bizim gibi buzdolabının üstüne koy işte. | Open Subtitles | و ضعيه على ثلاجتك كما يفعل الجميع ، حسناً ؟ |