Hayır, sadece selam söyledi ve gitti. | Open Subtitles | ـ كلا .. لقد قال فقط ان القى عليك التحية ثم رحل |
Huck içeride beni bekliyordu, tartıştık, beni duvara çarptı ve gitti. | Open Subtitles | هاك كان بالداخل ينتظرني تشاجرنا, دفعني نحو الحائط ثم رحل |
Bir süre televizyon izledik ve sonra geceyi burada geçirir mi diye sordum erken kalkması gerektiğini söyledi ve gitti. | Open Subtitles | ثم عندما سألته أن نقضى الليلة سويا قال انه يجب ان يستيقظ مبكرا ثم رحل |
Ikuo bir kahve için uğrayıp, sonra gitti. | Open Subtitles | قام بزيارة قصيرة من أجل كوب قهوة ثم رحل. |
Çünkü bunu beraber yapmıştık ve sonra gitti ... .. Bugün benim için çarpıştı. | Open Subtitles | لأننا قمنا به سويا ً ثم رحل لقد حارب من أجلي اليوم |
Geldi, gördü ve çekip gitti. Özelikle de yaptıklarını görünce. | Open Subtitles | لقد جاء ورأى الأمر ثم رحل بعدها، بعد أن إكتشف ما إرتكبه. |
"Sadece bir şüpheli var" deyip gitti, şimdi de ne olduğunu söylemiyor. | Open Subtitles | قال إنه هناك مشتبه به واحد ثم رحل ولا يفسر |
Birkaç saniye durdu, sağa doğru eğildi ve gitti. | TED | صمت بعدها للحظات ، ومال على يمينه ، ثم رحل . |
Ve ben dedim ki "Peki, sanırım bitti". ve gitti. | Open Subtitles | فقلت: "حسناً، أرى أن هذه النهاية" ثم رحل |
- Az evvel buraya geldi, sizi görmesi gerektiğini söyledi ve gitti. | Open Subtitles | "أتى إلى هنا قائلًا أنّه يحتاج رؤيتك،" "ومن ثم رحل." |
Benimle yattı ve gitti. | Open Subtitles | ثلاثيني, هو نام معي ثم رحل |
deyip yanağımdan öptü ve gitti. | Open Subtitles | قبل خدي ومن ثم رحل |
Ona doğruyu söyledim ve gitti. | Open Subtitles | أخبرته بالحقيقة ثم رحل |
- Ona söyledim ve gitti. | Open Subtitles | قمت بأخباره .. ثم رحل |
Bu sabah bana geldi. sonra gitti. Hepsi bu. | Open Subtitles | اتى هذا الصباح ثم رحل , نهاية القصة |
Her yeri teftiş etti ve sonra gitti. | Open Subtitles | عاين كل شيء ثم رحل |
Etrafa baktı, sonra gitti. | Open Subtitles | لقد نظر حوله ثم رحل. |
sonra gitti... | Open Subtitles | لقد حاول لفترة، ثم رحل |
Beni otele bıraktı ve sonra gitti. | Open Subtitles | أوصلني للفندق ثم رحل |
sonra gitti. | Open Subtitles | ثم رحل. |
Savaşın ortasında birçok hayat kurtardı ve bir madalya bile istemeden çekip gitti. | Open Subtitles | في خضم المعركة, وأنقذ حياة جنود أثناء ذلك, ثم رحل دون أن ينتظر المكافئة. ـ اسمع... |
"Sadece bir şüpheli var" deyip gitti, şimdi de ne olduğunu söylemiyor. | Open Subtitles | قال إنه هناك مشتبه به واحد ثم رحل ولا يفسر |