Gördüğünüz gibi, herkesin bir yükü vardır. Bu hayatın gerçeğidir. | Open Subtitles | الجميع لديه ثِقل ، إنه جزء من الحياة وكمثلأيشيءآخر .. |
Bekledim, bekledim ve bekledim ama endişelenecek hiçbir yükü yokmuş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | بحثت وبحثت وبحثت ، لكن لا يبدو أن يوجد ثِقل ينبغي أن أقلق منه |
İşte o an herkesin bir yükü olduğunu fark ettim. Ben de dâhil. | Open Subtitles | وهنا لاحظت أن الجميع لديه ثِقل ، ومن ضمنهم أنا |
İş yükü onları mahvediyor ama başka bir şeyden anladıkları da yok. | Open Subtitles | ثِقل العمل حطمهم لكنهم لا يعلمون شيئا آخر |
Noel listelerimizin yarattığı iş yükü onu ezip geçti. | Open Subtitles | ثِقل العمل بتعبئة لائحتنا لأعياد الميلاد أثقل عليه |
Tabii siz muhabbetinize bakıp, o yükü görmemeye çalışabilirsiniz ama er ya da geç... | Open Subtitles | "ثِقل : بالطبع يمكنك الإلتزام بالمحادثات القصيرة وتتظاهربأنهليسموجود،لكن عاجلاًأمآجلاً.. |
Bak, Ted Stella'yla olanlar korkunçtu ama bu, yükü olan kimseyle çıkamayacağın anlamına gelmez. | Open Subtitles | (تيد) اسمع ، ما حدث لك مع (ستيلا) كان فظيعاً لكن هذا لا يعني أن كل فتاة لديها ثِقل لا يمكن مواعدتها |
Royce'un tek yükü çok iyi olması çıkarsa çok sevinirim. | Open Subtitles | سأكون مسروراً إن كان ثِقل (رويس) أنها لطيفة جداً |